Dış siyasette yaşanan gelişmelerin Türkiye’de ekonomik yansımaları olacağını söyleyen Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Lideri Simone Kaslowski, “Dış ticaret, finans, turizm, beklentiler ve Avrupa ile olan ihracatımız, dünyada artan fiyatlar ve enflasyon… Bunların her birini kalem kalem ayrıntılı kıymetlendirmek ve tedbir almak gerekiyor” dedi.
Kaslowski, “Rusya-Ukrayna Savaşının Tetiklediği Dönüşümler” başlıklı yetkinreport.com’daki yazısında Rusya’nın Ukrayna’ya düzenlediği askeri operasyonla ilgili, “Küresel sistemin kural ve bedel asıllı bir yönetiminin mi öne çıkacağı, yoksa sert güce dayalı bir belirsizlik ve kuralsızlık devrine mi girildiği şimdi açık değil. Yeniden de süreç otokrasilere karşı demokrasilerin, devlet kapitalizmine karşı piyasa ekonomilerinin dayanıklılığını göstereceği kenetlenmiş güçlü bir transatlantik ittifak gerçeğini öne çıkardı” sözlerini kullandı.
‘ENFLASYONU YÜZDE 60’LARDAN ÇEVİRMEMİZ ÇOK GÜÇ GÖZÜKMEKTE’
Türkiye’nin bu süreçteki ekonomik durumunu da kıymetlendiren Kaslowski’nin yazısından bir kısım şöyle:
“Bu sürece çok yüksek, yüzde 55 civarında bir enflasyonla ve düşük Merkez Bankası rezervlerimizle yakalandık. Enflasyonun yaza yanlışsız yüzde 60’lara geleceğini herkes üzere bizler de hesaplıyorduk lakin son durum bu görünümü de külliyen değiştirdi. Kur üzerinde baskı net, buradan bir risk oluşabilir. Öte yandan globalde yalnızca buğday, soya üzere tarım emtialarında değil tüm emtialarda çok şiddetli fiyat artışları var. Yıl genelinde fiyatlara yapılan tüm ayarlamalar da, minimum fiyattaki artış da erimiş durumda. İşte bu yüzden en baştan bu yana, enflasyon yüzde 20’lerdeyken çok dikkatli olmamız gerektiğinden bahsediyorduk. Hali hazırda iktisadi çerçevede enflasyon ile tam uğraş edemiyorken bu krizle karşı karşıya kaldık. Bugün de görüyoruz ki enflasyonla uğraşta bir defa denetimi kaybettiniz mi tahlil sandığımızdan da sıkıntı olmakta. Üzerine dışsal bir şokla da karşı karşıya kaldığımızda, enflasyonu yüzde 60’lardan çevirmemiz çok güç gözükmekte.
Diğer görünüm değişikliği de genişleyecek olan cari açığımız ve yavaşlayacak yatırımlar. Savaşın kelam konusu olmadığı Ocak-Şubat aylarında dahi toplam 18 milyar dolar dış ticaret açığı verdik. Bu, 15 milyar dolar olan cari açığımızın Şubat ayıyla bir arada 25 milyar dolara zati yükseldiğini gösteriyor. Bir de üzerine savaşın güç ve emtiada yarattığı maliyeti, ihracatımızı yavaşlatacağını ve daha az turizm geliri elde edeceğimizi hesaba katarsak 2022’de 2021’den çok daha yüksek bir cari açıkla baş etmemiz gerekecek.
Elbette tüm bu kısa vadeli hesaplar bile ülke ekonomimizin büyümesinde bilhassa yatırım bacağında baskılayıcı olabilir. Hali hazırda yatırımlarda yavaşlama hesaplıyoruz. Bu yıl büyümede istek ettiğimiz performansı yakalayamama riskimiz mevcut. Daha uzun vadeli bakarsak enflasyon çok yüksek ve hanehalkının refah kaybı denetim edilemez durumda.” (HABER MERKEZİ)
YAZININ TAMAMI
