Edirne Cezaevi’nde beş yılı aşkın müddettir tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş, avukatları aracılığıyla Medyascope’tan Ferit Aslan’ın sorularını yanıtladı: Demirtaş, altı muhalefet partisinin yarın açıklayacağı mutabakatla ilgili olarak “Demokrasiyi, barışı büyütecek her türlü diyaloğa manalı yaklaşmak gerek. Şimdi ortada çok da somut şeyler yok. İzleyip göreceğiz” sözünü kullandı.
Demirtaş’ın Ferit Aslan’ın sorularına verdiği karşılıklar şöyle:
Avrupa Kurulu, Osman Kavala ile ilgili Türkiye için ihlal süreci başlattı, sanırım tıpkı şeyi sizin evrakınız için de başlatacak. Bu mevzuda değerlendirmeleriniz nedir?
Türkiye’de hükümet anayasayı askıya aldığından beri hukuk değil siyaset karar veriyor her şeye. Bunun sonucu olarak da içeride ekonomik kriz, dışarıda itibarsızlaşma büyümeye devam ediyor. Avrupa Kurulu ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımayarak güç gösterisi yapmaya kalkışan AKP hükümeti faturayı halka ödeteceğini düşünüyor olabilir fakat siyasi faturayı da kendisinin ödeyeceğini unutuyor. Gerçekten gelinen etapta bunun somut sonuçlarını görüyoruz esasen. Kendileri bilir, bize ve halka fatura ödetmeye çalışanların önüne biz de ağır bir fatura koyarız.
Türkiye’de birinci defa altı muhalefet partisi başkanı bir ortaya geldi ve güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili 28 Şubat’ta mutabakat metnini açıklama kararı aldı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Siyasette konuşabilmek kıymetlidir. Konuşmadan, birbirini anlamadan problemler çözülemez. Bu istikametiyle kıymetli görüyorum. Elbette konuşmaların ve uzlaşmaların içeriği ile niteliği de değerli alışılmış. Demokrasiyi, barışı büyütecek her türlü diyaloğa manalı yaklaşmak gerek. Şimdi ortada çok da somut şeyler yok. İzleyip göreceğiz.
HDP’nin toplantıya davet edilmemesi ve akabinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Biz HDP’yi yok saymıyoruz, gerekirse görüşürüz” demesi ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
HDP aslında davet beklemediğini, Üçüncü İttifak için çalıştığını açıkladı. HDP eş genel liderleri da diyaloğa kapalı olmadıklarını söz ediyor. Ben ortada bir kriz görmüyorum. HDP üçüncü yol siyasetinde yürümeye devam ediyor. Öbür ittifaklar kendi iç şekillenme ve tartışmalarını tamamlayınca HDP’nin de içinde olduğu Demokrasi İttifakı ile işin tabiatı gereği görüşeceklerdir. Ortada olağandışı bir durum yok, olağandışı olan görüşmemek, konuşmamaktır.
HDP seçmeni de dışlandığını düşünmesin. Siyasetin ve dengelerin tam merkezindeler. Çalışmalarını özgüvenle, sabırla yürütmeye devam etsinler. Merak etmesinler, bu hamur daha çok su kaldırır. HDP idaresi de günü geldiğinde, halkı temel alarak en gerçek kararları verecektir.
HDP kendi adayını çıkarabileceğini belirtirken, yaşananlara bakıldığında bir “bağrına taş basma” durumu daha olabilir mi?
Bu tartışmalar için daha çok erken. Adaylık konusu gündeme girdiği vakit HDP’nin ne yapacağını göreceğiz. Yalnız, şundan emin olmalıyız ki halkın talepleri, beklentileri ve faydası belirleyici olacaktır.
Aysel Tuğluk ile ilgili İsimli Tıp Kurumu, üniversite raporuna karşın “cezai sorumluluğu tamdır” raporu verdi. Bu bağlamda cezaevlerindeki hasta tutuklu ve mahkumlar ile ilgili ne diyeceksiniz?
Aysel Hanım dahil yüzlerce ağır hasta tutsak cezaevlerinde ne yazık ki adeta mevte terk ediliyor. Bu sıkıntı siyasi yahut tüzel olmaktan öte ahlaki bir bahis. Lakin hükümet sıkıntıyı bu biçimde ele almıyor, birden fazla vakit bir intikam ve cezalandırma siyasetiyle hasta tutsakların vefatına kadar giden trajik süreçleri işletiyor. Şu anda yapılacak şey, bu mevzuda kamuoyu hassaslığının artırılması. Gereğince sahiplenme olursa bir ihtimal, zorlanıp adım atabilirler. Bu nedenle, herkes bulunduğu yerde güçlü bir sahiplenmeyi ortaya koymalıdır.
Tarkan’ın “Geççek” isimli müziği toplumsal medyada viral oldu. Herkes bu müziğin bir seçim startı olduğunu söylüyor. Tartışmaları takip edebildiniz mi? Görüşünüzü merak ediyorum.
Televizyonlardan takip edebildim biraz. Enteresan bir tartışma oldu. Bir müziğin siyasi yelpazede ve halkın beklentilerinde nasıl güçlü bir dalgalanmaya yol açtığını görmek incelenmeye kıymet bir durum. Hatta tez konusu bile olabilir. Ben kendi adıma şöyle bir sonuç da çıkardım: Halk umudu büyütmeye, değişime çok açık lakin öncü yok. Siyasetin konser alanında on milyonlar toplanmış lakin gelin görün ki sahne boş. Siyasetçiler bundan biraz ders çıkarmalılar.
