Eski HDP Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş’a 2015 yılındaki açıklamasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği teziyle açılan davada verilen 3 yıl 6 ay mahpus cezası onandı. Karar oy çokluğuyla alındı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, verdiği kararda “yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen kanıtlara, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen belge içeriğine nazaran, mahkemenin kararında tarza ve temele ait rastgele bir hukuka karşıtlığın bulunmadığı, kanıtlarda ve süreçlerde rastgele bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğu, aksiyonun yanlışsız olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen kabahat tipine uyduğu, cezanın yasal bağlamda uygulandığı anlaşıldığı” belirtildi. İstinaf müracaatının reddine karar verildi.
Üye hâkim muhalefet şerhinde şu sözleri kullandı:
“Sanık Selahattin Demirtaş hakkında 24/12/2015 günü Rusya ziyareti sonrası havaalanında basın açıklaması yaparken söylediği sözlerle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve devrin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na hakaret ettiğinden bahisle cezalandırılması için açılan iki farklı kamu davasının birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; mahallî mahkeme tarafından sanığın kelamlarının fikri içtima kapsamında kıymetlendirme yapılarak ceza yasasında en ağır cezayı gerektiren kabahat olan Cumhurbaşkanına Hakaret cürmünü işlediği sabit görülerek sanığa ceza verildiği anlaşılmıştır.
Sanık Selahattin Demirtaş’ın ve vekillerinin yargılama etabında sanığın hata tarihinde milletvekili olduğunu, TBMM çalışmaları sırasında Meclis’te söylediği kelamları Rusya’ya yaptığı ziyaret sonrasında havaalanında basın mensuplarına tekrarladığını, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/1 unsuru yeterince yasama dokunulmazlığının bulunduğunu, TBMM çalışmaları sırasında söylediği kelamları Meclis dışında tekrarlamasından sorumlu tutulamayacağını ileri sürdüğü, mahallî mahkemenin verdiği kararında ise; “Sanığın milletvekilliği misyonu mühletince ve hata tarihinden evvel TBMM’de ve Meclis çalışmaları sırasında iddianameye bahis olan kelamların birebirini söylediğine dair soyut savunma yaptığını, rastgele bir somut kanıt sunamadığını, bu nedenle Anayasanın 83/1 unsuru muhafazasında olmadığını” belirterek talepleri reddettiği anlaşılmış ise de; yargılama evresinde sanık vekillerinin sanığın TBMM çalışmaları sırasında benzeri kelamları söylediği kimi parti küme toplantılarının tarihlerini verdikleri anlaşılmıştır.
Yerel mahkemenin sanığın müdafilerinin ileri sürdükleri tarihlerdeki sanığın eş lideri olduğu partisinin küme toplantılarına ilişkin dokümanların ve tutanakların TBMM Başkanlığı’ndan getirterek inceledikten sonra Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/1 unsurunda düzenlenen yasama dokunulmazlığı açısından sanığın hukuksal durumunu belirlemesi gerekirken eksik kovuşturma ile karar kurması yanılgılı olup, ayrıyeten, Mahkemenin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 83/1 unsurunda düzenlenen yasama dokunulmazlığını değerlendirdikten sonra sanığın yasama dokunulmazlığından yararlanamayacağı kanaatine varması halinde ise; evrak içerisine konulan Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/541 Temel Sayılı evrakına ilişkin evrakların incelenmesi sonucunda ve UYAP’tan yapılan araştırma sonucunda; sanık Selahattin Demirtaş hakkında katılanlar Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve devrin başbakanı Ahmet Davutoğlu’na yönelik olarak hata tarihi 27/02/2016 olan hakaret cürümlerinden iki başka kamu davası açıldığı ve iki davanın Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/541 Temel Sayılı belgesinde birleştirildiği, bu evrakın hala derdest olduğu ve Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/541 Temel Sayılı evrakıyla mağdurları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve devrin başbakanı Ahmet Davutoğlu, hataları hakaret olan Türkiye’nin çeşitli vilayetlerindeki mahkemelerden gelen belgelerin birleştirildiği tespit edilmiştir.
Birleşen evraklarla ilgili Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/541 Temel Sayılı evrakından gelen evraklar kâfi olmadığından UYAP’tan araştırma yapılmış ve yapılan araştırma sonucunda mağduru Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve cürmü hakaret olan Ankara 31. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/1656 Temel Sayılı evrakının hata tarihinin 03/08/2015 olduğu, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/37 Temel Sayılı evrakının hata tarihinin 09/09/2015 olduğu, Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/1462 Temel Sayılı evrakının kabahat tarihinin 26/11/2015 olduğu, Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/24 Temel Sayılı belgesinin kabahat tarihinin 04/02/2016 olduğu, tekrar mağduru devrin başbakanı Ahmet Davutoğlu cürmü hakaret ve cürüm tarihi 07/09/2015 olan İstanbul 47. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/200 Temel Sayılı evraklarının olduğu tespit edilebilmiştir.
Bu belgelerden kabahat tarihi 04/02/2016 olan Mardin 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/24 Temel Sayılı belgesinden Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/541 Temel Sayılı belgesiyle ilgili verilen birleştirme kararının ise Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından ayrıyeten onandığı anlaşılmıştır
Sanık Selahattin Demirtaş hakkında Cumhurbaşkanına hakaret ve devrin başbakanına hakaret hareketleriyle ilgili hala derdest olan Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2016/541 Temel Sayılı belgesinin birleşen evraklarla birlikte cürüm tarihlerinin 03/08/2015 ile 27/02/2016 tarihleri olduğu ve bizim evrakımızın hata tarihi olan 24/12/2015 tarihinin bu tarih aralığında kalması nedeniyle TCK’nın 43. Hususunda düzenlenen zincirleme kabahat kapsamında kalıp kalmadığı, sanığın hata sürece kastının yenilenip yenilenmediğinin tespiti açısından evrakın Mersin 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/541 Temel Sayılı evrakıyla birleştirilerek yargılamanın yapılması gerekirken eksik kovuşturma ve yetersiz münasebetle yazılı biçimde karar kurulması kanuna ters olup bu sebeplerle sayın üyelerin görüşüne katılmıyorum.” (HABER MERKEZİ)
