İnternet yayıncılığı yapan platformlara lisans kaidesi getiren yönetmelik kararları uyarınca, yabancı kimi internet yayıncılarına tebligatta bulunan RTÜK, yönetmeliğin iptali istemiyle açılan dava nedeniyle Danıştay’a gönderdiği savunmada, tartışılacak sözlere yer verdi. Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) açtığı davaya savunma gönderen RTÜK, lisans ve müsaade sisteminin demokratik olduğunu belirtti.
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine nazaran, savunmada, 100 bin TL’lik lisans fiyatının ödenemeyecek olduğu argümanının hayatın olağan akışına alışılmamış olduğu da belirtildi. Savunmada, “Dolayısıyla lisans fiyatı kaidesi aranması hukuka uygun olup yayıncılık faaliyetini aşikâr donanımlara uygun kuruluşların yapması haber alma hakkının temini açısından kıymet arz etmektedir” denildi.
MLSA, 2019’da yürürlüğe giren ve internet yayıncılığının da RTÜK tarafından denetlenebilmesini öngörün yönetmelik kararlarının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı.
‘DERNEK DAVA AÇAMAZ, İPTALİ GEREKİR’
RTÜK, bu dava nedeniyle Danıştay’a gönderdiği savunmada, MLSA’nın tüzüğüne atıf yaparak, derneğin dava açma ehliyetinin bulunmadığını belirtti. Savunmada, “Dernek tüzüğünde yer alan ‘ifade özgürlüğünün kısıtlanmasına karşı tüzel dayanak vermek’ ibaresinden ferdi kişi söz özgürlüğünün kastedildiği anlaşılmaktadır. Kuruluşlarla derneğin rastgele bir ilgisinin olmadığı görülmektedir” denildi.
‘LİSANS KURALI DEMOKRATİK’
Savunmada, MLSA’nın lisans kuralının söz özgürlüğünü kısıtlayacak nitelikte olduğu, lisans fiyatı olarak belirlenen 100 bin TL’nin de “Kâr gayesi olmayan, gelir dahi elde edemeyecek kadar küçük çaplı internet siteleri tarafından ödenemeyeceği” savları da yanıtlandı.
Savunmada, “Sitelerin öngörülen fiyatları ödeyemeyeceği argümanı mesnetsizdir” denilerek, şöyle devam edildi:
“Öncelikle yönetmeliğin düzenleme alanı gazetecilik siteleri değil, internet ortamından yayın hizmeti sunan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlardır. Medya hizmet sağlayıcı kuruluşların anonim şirket olmaları aranmaktadır. Kuruluşların ödenmiş sermayelerinin hususta belirtilen ölçülerden az olamayacağı öngörülmüştür.”
“Görsel işitsel yayıncılık faaliyetinin yazılı basından farklı olarak müsaade sistemine tabi tutulmasının nedeni kelam konusu faaliyetin kamu hizmeti olarak görülmesidir. Bu derece ehemmiyet bahşedilen bir alana girişte muhakkak kimi kaidelerin aranması gerek ulusal gerekse de milletlerarası hukuk metinleri düzenlenmektedir. Hasebiyle lisans fiyatı koşulu aranması hukuka uygun olup yayıncılık faaliyetini belirli donanımlara uygun kuruluşların yapması haber alma hakkının temini açısından kıymet arz etmektedir.”
‘TAKSİTLE DE ÖDEYEBİLİRLER’
Savunmada, yayın lisans fiyatlarının fazla olmadığı belirtilerek, “Zira üstte bahsedildiği halkın haber alma hakkını sağlayacak olan kuruluşların belli kurallara tabi tutulup, makul nitelikleri haiz olması, kanunun gayesi ile de uyumludur. 10 yıllık lisans mühleti için radyoların 10 bin, televizyon ve isteğe bağlı yayınlar için de 100 bin TL ödenemeyecek olduğu savı ise hayatın olağan akışına alışılmamıştır. Yayın lisans fiyatlarının peşin ya da taksitle ödenmesine de imkân sağlanmaktadır” denildi.
Lisans koşulu aranmasının Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına da uygun olduğunun belirtildiği savunmada, kamu hizmeti gören kuruluşların yayınlarının müsaade kuralına bağlanmasının söz özgürlüğünü kısıtlamayacağı tabir edildi.
MLSA eş yöneticisi Avukat Veysel Ok, davayla ilgili olarak, “Danıştay, bu davada yürütmeyi durdurma talebimizi reddetti fakat davayı temel bakımından incelemeye karar verdi. İptal tarafında karar çıkmasını bekliyoruz. Çünkü lisanslama prosedürü hem metot açısından hem de temel taraftan birçok sorunu barındırıyor. Lisanslama ile RTÜK unsurlarının ve politik motivasyonunun internet medyasının da kontrolüne açık olacak ve sansüre neden olacak. Oluşacak bu durumun anayasaya muhalif olduğu açık” dedi.
KAYNAK
