Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. M. Emin Akkoyunlu, korona virüs geçiren hastalara ikazlarda bulundu. Aşıların ehemmiyetine vurgu yapan Akkoyunlu, Covid geçiren hastalarda görülen hastalıklara dikkat çekti.
‘AŞILARLA BAĞIŞIKLIK KAZANILSIN’
Akkoyunlu şunları söyledi: “Son vakitlerde hastalarda bu yakınmalara çok sık rastlıyoruz. Kovid’in nörolojik tutulumuna işaret ediyor olabilir bu belirtiler. Bu hastaların nöroloji denetimine de gitmesinde yarar var. Kovid, hafif de geçirilse, bu tip uzamış tesirleri nedeniyle hayatı olumsuz etkiliyor. Bu nedenle bizler, hastalanarak değil aşılanarak bağışıklık kazanılmasını öneriyoruz” dedi.
Akciğer Sıhhati ve Ağır Bakım Derneği’nin (ASYOD) 16-19 Mart tarihleri ortasında Antalya’da gerçekleştirdiği Ulusal Akciğer Sıhhati Kongresi’nde (UASK 2022) Kovid hastalığının uzamış tesirleri de ele alındı. Hastalığın Türkiye’de görülmesinin üzerinden 2 yıl geçtikten sonra pek çok hastanın uzun vadeli takiplerinde, Kovid’in bedende yarattığı hasarlara maruz kaldığı kaydedildi. Bilhassa hastalıktan sonraki 3 ay itibariyle devam eden semptomlar, “uzamış Kovid etkisi” olarak ele alınıyor. UASK 2022 Kongre Lideri ve pandeminin başından beri binlerce hastayı takip eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. M. Emin Akkoyunlu, son günlerde kendi kliniklerinde en dikkat çeken semptomların başında “ataksi” belirtilerinin olduğunu söyledi. Akkoyunlu, “Kovid sonrası en sık görülen semptomlardan bir tanesi de ataksi dediğimiz tablo. Bilhassa santral sistem tavrı ile meydana gelen bir durum. Bazen Kovid geçiren şahıslar yer sarsılıyormuş, ansızın düşüyormuş üzere ani bir istikrar bozulması hisseder. Mesela oturuyorsunuz birden düşüyormuşsunuz üzere oluyor yahut bazen zelzele oluyormuş üzere hissediyorsunuz. Bunun üzere anlık gelen, bir iki saniye kadar süren bir durum” dedi.
‘BU NEDENLE HASTALANARAK DEĞİL AŞIYLA BAĞIŞIK OLUN’
Bu belirtilerin, Kovid’in bir formda santral sistemini, beyni tuttuğunu gösterdiğine işaret olduğunu belirten Prof. Dr. Akkoyunlu, “Azımsanmayacak seviyede sık gördüğümüz bir durum oldu artık. Birçok Kovid geçirmiş hastada bunu görüyoruz. Lakin bu, kalıcı ve ilerleyici bir hasara yol açıyor mu? Şimdi bu bahiste bir bulgu kelam konusu değil. O nedenle çok huzursuz de değiliz. Ancak bu türlü bir semptom ve tutulum da var, bunu bilmek gerekiyor. Kovid’de ağır geçirenlerde farklı uzun vadeli devam eden tesirler, hafif geçirenlerde farklı uzun periyodik devam eden tesirler, bir de Kovid geçirin tümünde farklı tesirler var. Ataksi, unutkanlık çabucak hemen tüm hastalara gördüğümüz bir durum. Kovid’in tartısı ile çok fazla bağlantılı değil. Çabucak çabucak herkeste olabiliyor. Unutkanlık da hakeza o denli bilhassa. Bilhassa isim ve yer hafızalarında ve kimi sözleri hatırlamakta unutkanlık oluyor. zeka ile ilgili yapılan çalışmalar da var. Maalesef ‘işlemcide’ de bir ölçü kayıp meydana geliyor. Yani olaylar ortasındaki bağlantıyı kurup (hafızadan) geri çağırma etabında da kimi meseleler kelam konusu. O nedenle Aslında biz hastalığı deneyim ederek değil, aşılanarak bağışıklık kazanmayı öneriyoruz. Zira bu yan tesirler maalesef hastaların hayatını önemli bir biçimde kısıtlıyor” tabirlerini kullandı.
‘İLK DALGALARDA PEK GÜNDEME GELMEDİ, ZİRA TABLO DAHA AĞIRDI’
Kovid’in yarattığı nörolojik tutulumların birçok farklı çeşidi olduğunu da vurgulayan Prof. Dr. Akkoyunlu, hastalık sonrası ortaya çıkan ve uzun süren bu tip semptomlarda kesinlikle nöroloji muayenesine de gitmeleri gerektiğini söyledi ve kelamlarını şöyle noktaladı: “Birçok farklı nörolojik tutulum kelam konusu olabiliyor. Felç, beyne pıhtı atma, işlev kayıpları üzere durumlar. Lakin ataksi üzere, ortada bir olan istikrar kaybına kadar yahut hafif unutkanlık üzere durumlara kadar giden bir yelpazesi var nörolojik tavırlarda. Aslında bunların rastgele bir tanesi oluyorsa, doktora başvurmak gerekiyor. Öncelikli olarak altta yatan öteki bir neden var mı bunun görülebilmesi açısından Kovid sonrasında biz aslında öneriyoruz. Şayet çok hafif geçirdiyseniz, sonrasında da rastgele bir semptom kelam konusu değilse kasvet yok. Fakat ufak kimi şeyler de olsa örneğin kalp çarpıntısı üzere, kardiyoloji tarafından görülmesi gerekiyor hastanın. Nefes darlığı varsa, göğüs hastalıkları uzmanı tarafından görülmesi gerekiyor. Ataksi varsa nöroloji tarafından denetim edilmesi, ekstra diğer bir sorun var mı bunun anlaşılması gerekiyor. Ataksi semptomunu biz birinci dalgadaki hastalarda da görmüşüz aslında lakin o vakit Kovid baskısı o kadar ağırdı ki, bilhassa nefes darlığı, akciğer tutulumu ve kardiyak tutulum daha çok ön plandaydı. Bunlar çok fazla konuşulmuyordu. Ancak şu anda bunların da var olduğunu biliyoruz. Omicron’dan sonra da ataksi şikayeti ağır bir halde görülüyor hastalarımızda. Üstelik yaştan da bağımsız bir semptom diyebilirim. Her yaşta hasta geliyor bu şikayetle.” (DHA)
