ANKARA – Mimarlar Odası Ankara Şubesi, 1 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle onaylanan Ankara İli, Güdül İlçesi, Kirmir Çayı Kenarı-Kirmir Çayı Kenarı Mağaraları İlişkisi Doğal Sit Alanı’nın “Nitelikli Doğal Müdafaa Alanı” olarak değiştirilmesine ait Ankara Tabiat Varlıklarını Muhafaza Bölge Komisyonu’nun kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali talebiyle dava açtı.
‘DOĞAL SİT ALANLARIMIZI BÖLÜP PARÇALAMAYIN’
Konuyla ilgili açıklama yapan Mimarlar Odası Ankara Şube Lideri Tezcan Karakuş Candan, 2019-2020-2022 tarihlerinde 3 defa ve her birinde farklı koordinatlarda Etraf Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın doğal sit alanı olan Kirmir çayı ve vadisinde, daima müdafaa statüsünü değiştirerek kararsızlık ve tutarsızlık içerisinde olduğunu tabir ederek, “Kirmir çayı ve vadisi kesin korunacak hassas alan niteliğindedir, doğal sit alanlarımızı yeni kavramlar ismi altında bölüp parçalamayın” davetinde bulundu.
Kirmir Çayı Vadisi, Sakarya Havzası ve İnözü Vadisi’nin birbirinden bağımsız olmadığını ve bir bütün olarak ele alınıp korunması gerektiğini belirten Candan, “Kirmir Çayı kenarı ve vadisinin statüsünün değiştirilmesi alanın doğal ve ekolojik yapısını bozacak, müdafaa alanını olumsuz etkileyecek, alanı yapılaşma baskısı altına alacak, insan ve tabiat ortasındaki istikrarlı bağlantıyı bozacak niteliktedir” diye konuştu.
‘EKOLOJİYİ PARÇALAMAK YENİ COVİD’LERE DAVETİYE ÇIKARTMAKTIR’
“Kirmir Çayı Vadisi Bölgesi’nin yaban hayatı geliştirme alanı içerisinde yer aldığını, alanda azalmakla birlikte küçükbaş hayvancılık yapıldığını, Ankara keçisi olarak da bilinen tiftik keçisi sürülerinin yaygın olarak görüldüğünü söz eden Candan kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Endemik bitki tipleri açısından kıymetli olan alanda dünyada yalnızca burada yaşayan Beypazarı gevenine konut sahipliği yapar. Canlıların hayat alanlarını parçalamanın, dağıtmanın ve yapılaşma baskısıyla karşı karşıya bırakmanın sonuçlarını dünya Covid pandemisi ile hala yaşamaya devam ediyor. Ekolojiyi parçalamak yeni Covid’lere davetiye çıkartmaktır. Canlı odaklı hayat zorunluluğumuzdur. Telafisi mümkün olmayan ziyanlar verilmeden, yürütmenin durdurulması ve iptali verilmelidir.” (DUVAR)
