Salih Sertkal
VAN – Ağrı’nın Hamur ilçesine bağlı Çağlayan Köyü’nde 16 yaşındayken görücü tarzı evlendirilen ve daha sonra da eşinden daima şiddet gören Melek Karaaslan, 10 yıl evvel maruz kaldığı sistematik azap sonucu 24 yaşında vefat etti. Eşi ve eşinin ailesi tarafından tuvalete kapatılan Melek Karaaslan bedeninin enfeksiyon kapması, hareketsiz kalmasından kaynaklı çıkan yaraların kurtlanması sonrasında kaldırıldığı hastanede bir hafta sonra 25 Temmuz 2012 tarihinde öldü.
Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülen ve hukuksal takviye sürecini Evvel Bayanlar ve Çocuklar Derneği’nin üstlendiği Melek Karaaslan vefatının son dava duruşmasında, Karaaslan’ın eşi Ferdi Karaaslan’a 19 yıl 2 ay, kayınpederi Kutbettin ile kayınvalidesi Naciye Karaaslan’a 15’er yıl mahpus cezası verildi. Mahkeme heyeti, davaya ait hazırladığı gerekçeli kararı açıkladı. Gerekçeli kararda, Melek Karaaslan’ın tuvalete konulan bir tahta üzerinde yatırıldığı, aç ve susuz bırakıldığı belirtildi. ATK raporunda ise tedavi muhtaçlığının karşılanmamasıyla Melek Karaaslan’ın vefata terk edildiği kaydedildi.
Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği ceza ve açıkladığı gerekçeli kararı, Melek Karaaslan davasının hukuksal dayanak sürecini üstlenen Evvel Bayanlar ve Çocuklar Derneği lideri Müjde Tozbey Erden kıymetlendirdi.
Müjde Tozbey Erden
‘BİR BAYAN CİNAYETİ AÇISINDAN UZUN BİR YARGILAMA OLDU’
Melek Karaaslan davasının en başından beri takip eden ve Avukat Müjde Tozbey Erden, Melek Karaaslan’ın 25 Temmuz 2012 tarihinde hayatını yitirdiğini ona karşın dava belgesinin 10 yıl sonra lakin sonuçlanabildiğine dikkat çekti. Melek’in öldürüldüğünü aktaran Avukat Erden “Melek’in davası zalimce öldürülmesinin akabinde nerdeyse 10 yıla yakın mühlet geçtikten sonra sonuçlandırıldı. Evrak 2 kez Yargıtay’a gitti geldi. Bir bayan cinayeti evrakı için epey uzun bir yargılama olduğunu eleştirerek yola çıkmalıyız. Ama tüm yargılama mühletince Melek’in çektiği eziyet, gördüğü fizikî şiddet sonucunda hastalandığı ve akıl sıhhatini kaybettiği, yürüyemeyecek hale gelerek yatalak olduğu resmi raporlarla ispatlandı. Melek ortadan geçen 14 aylık mühlet içinde tedavisi için hiçbir biçimde hastaneye götürülmemiş ve hastalığın ilerleyerek yatalak kalmasına neden olunmuştur. Tedavi ettirilmediğinden olmuştur bu durum” söyledi.
‘MELEK ÖLSÜN DİYE TUVALETE YATIRILDI’
Müvekkilleri Melek’in eşinin ve ailesinin belirttiği üzere bir hastalığı varsa bile kendisinin tedavi ettirilmediğine dikkat çeken Avukat Erden “Melek’in sıhhat durumu vakitle kötüleşmeye başladığı ve maktulün vakit ile hiç yürüyemez ve sonlu biçimde hareket edebilecek hale geldiği halde, tıpkı konutta yaşayan sanıkların maktulün sıhhat durumunun düzgün olmamasına karşın her hangi bir tıbbi müdahale uygulatmadıkları, maktulü meskenin tuvaletine sert bir tahta modülünün üzerine yatırarak kelam konusu müdahale anına kadar yaklaşık 3 ay müddet ile de Ağrı ilinin çetin kış şartları göz önüne alındığında tuvalette yaşamasına zorladıkları, Melek’in tuvalette geçirdiği mühlet içerisinde “zaman zaman” yiyecek gereksinimlerinin giderildiği, lakin son 3 ay içerisinde hiç bir formda banyo ve başka paklık gereksinimlerinin giderilmediği, bu şartlarda hareketsiz bir ömür süren meleğin durumunun giderek kötüleşmeye başladığı ve bedeninde mevti ile nedensellik bağı oluşturabilecek derecede yaralar oluştuğu, bu durumun eşi olan erkek ile ailesi tarafından bilinmesine karşın yardım yükümlülüğünü yerine getirmediği tespit edildi.
Melek’in eşi ve eşinin ailesi tarafından ‘resmen ölsün diye’ tuvalete kapatıldığını ileri süren Avukat Erden “Bu şu demek, Melek 14 ay boyunca hiçbir halde hastaneye götürülmemiş ve ölsün diye tuvalette yatırılmış, Melek tuvalete kapatıldığı koku o kadar ağırlaşmış ki komşular kokudan ötürü polise haber vermişler. Melek’in küçücük bedeninde yaralar oluşmuş ve kurtlanmaya başlamış, enfeksiyonun tüm bedene yayılması nedeniyle hayatını kaybetmiş. Hakikaten çok fecî bir ölüm“ sözlerini kullandı.
‘KASTEN ÖLDÜRME CÜRMÜ İŞLENMİŞTİR’
Sanıkların ‘Yükümlüklerini yerine getirmeyerek ihlal etme’ cürmü aslı üzerinden yargılandığı bilgisini veren Erden, bunun bir ihmal hali olmadığını ve kasıtlı bir öldürme hali olduğuna dikkat çekerek “Bu suretle sanıklara taammüden insan öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi cürmü dediğimiz Türk Ceza Kanunu’nun 83. Hususunda düzenlenen cürümden dolayı cezalar verildi. Burada dikkat çekilmesi gereken konu şudur, buradaki ihmal epey ağır bir ihmal olup, şahıstan yapmasını beklediğimiz yükümlülüklerin şuurlu olarak yapılmaması biçimindedir. Tam manasıyla bir taammüden insan öldürme kabahatidir aslında” dedi.
‘MAHKEME TAKDİRİ İNDİRİM UYGULAMIŞTIR’
Erden kelamlarını şöyle sürdürdü: “Melek daha evvel karda çocuk doğurmak zorunda kalmış, çok ağır hastalıklarla boğuşurken tuvalette yere yatırılarak sözün tam manasıyla yavaş yavaş öldürülmüştür. Bunun epey canice bir mevt olduğunun altını çizmek isterim. Unutulmamalıdır ki Melek’in eşi ferdi ile ailesinin bakım nezaret yükümlülüğü vardır ve bilerek isteyerek bu neticeyi tedbire yükümlülüklerinden imtina etmişlerdir. Bu şekil bir hatanın bir insanın direkt gaye alınarak tek kurşunla öldürülmesinden çok daha ağır olduğu kanaatindeyim. Zati Türk Ceza Kanunu’nun Melek’in evli olduğu erkek Ferdi’nin taammüden insan öldürme kabahatini eziyet çektirerek işlemesi sebebiyle ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezalarına mahkûm edilmesi, Ferdi’nin anne ve babasının ise yardım etmeleri sebebiyle buna nazaran en üst hadden cezalandırılmaları gerekmekteydi. Mahkeme ne yazık ki takdiri indirim uygulamıştır. Maalesef ki kanunumuzda bu cürümden ötürü açıkça indirim sebebi düzenlenmiş ve yargıçlar tarafından güya zorunluymuşcasına ceza indirimi yapılmaktadır. Oysa burada Melek’in yavaş yavaş aylarca azap çekerek öldürülmesi sonucunda indirim yapılmamalıdır.“
KARARA İTİRAZ EDİLECEK
Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu karara şimdiye kadar iki kez itiraz ettiklerini hatırlatan Avukat Müjde Tozbey Erden, verilen cezayı kâfi bulmadıkları için son olarak verilen karara itirazını yenileyerek Evvel Çocuklar ve Bayanlar Derneği olarak davayı sonuna kadar takipçisi olacaklarını belirtti.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Hamur ilçesinde 2012 yılında eşi ve eşinin ailesinden şiddet gören ve 4 metrekare bir alana kapatılan Melek Karaaslan’ın vefatına neden olan ve yargılanan eşi Ferdi Karaaslan’a verilen 16 yıl 4 ay, kayınpederi Kutbettin ile kayınvalidesi Naciye Karaaslan’a verilen 6 yıl 3’er aylık mahpus cezaları, Evvel Çocuk ve Bayan Derneği Lideri Müjde Tozbey Erden’in itirazıyla Yargıtay 1’nci Ceza Dairesi’nce az bulunarak bozuldu. Ağrı 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar yargılanan tutuklu Ferdi Karaaslan’ın cezası 16 yıl 8 aya, tutuksuz Naciye-Kutbettin Karaaslan çiftinin cezaları ise 12 yıl 6’şar aya çıkarıldı. Melek’in babası ise beraat etti.
DOSYA İKİNCİ SEFER BOZULDU
Sanık ve mağdur avukatları bir kere daha itiraz ederek davayı temyiz etti. Yargıtay’da tekrar incelenen belge ile ilgili ikinci defa yine yargılama kararı verilerek belge tekrar Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Yapılan yine yargılamada Melek’in eşi Ferdi Karaaslan’a 19 yıl 2 ay, kayınpederi Kutbettin ile kayınvalidesi Naciye Karaaslan’a 15’er yıl mahpus cezası verildi.
BAKIMSIZLIK VE AÇLIKTAN ÖLMÜŞ
Eşi tarafından tuvalete kapatılmak suretiyle aç bırakıldığı ve bedeninin kurtlanması üzerine hastalanan Melek Karaaslan’ın otopsi raporunda gerçekler ortaya çıktı. İstanbul İsimli Tıp Kurumu’ndan mahkeme gönderilen otopsi raporunda, Melek’in ölmeden son 14 ay içerisinde doktora götürülmediği, bakımsız bırakıldığı, gıdasız bırakılması vefat nedeni olarak gösterildi.
