Eski Diyanet İşleri Lideri Mehmet Görmez, “Şu anda ahlaki üstünlük noktasında sıkıntılar yaşıyoruz” değerlendirmesi yaptı. Görmez, “Dinin siyasallaşması, dinin salt politik bir sisteme dönüşmesi ne kadar büyük bir yanılgı ise, siyasetin dinileşmesi, siyasetin din üzere takdim edilmesi de o kadar büyük bir tehlikedir” dedi.
Açıkdeniz isimli dergiye değerlendirmelerde bulunan Görmez’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Dijitalleşmeyle birlikte davetin lisanında ve üslubunda bizatihi dijital dünyanın kavramları hükümran olmaya başladı: imaj, reklam ve propaganda. Fakat imaj, reklam ve propaganda irşad, davet ve bildirinin aracı olarak kullanılamaz.
Biz şu vücudun sünnetlerini çok seviyoruz da, kalbin sünnetlerini, lisanın, aklın, ruhun sünnetlerini ihmal ediyoruz. O denli olduğu için de, kullandığımız din lisanını bir türlü rahmetle buluşturamıyoruz.
‘BU TELAFFUZUN KENDİSİ DİNİN SIRTINDA YÜKE DÖNÜŞTÜ’
Güç ve iktidar sahibi olmak, bizatihi ümmeti inşa etmenin önüne geçti. Bu da beraberinde gündelik politik ve ideolojik bir şey doğurdu. Bu telaffuzun kendisi dinin sırtında yüke dönüştü aslında. Ve bu sefer o gücü kaybetmemek bir gayeye dönüştü. Bunun için de en ağır, en hoyrat lisan kullanılmaya başlandı.
‘BU İKİ BÜYÜK TEHLİKE’
Dinin politikleşmesi, dinin salt politik bir düzeneğe dönüşmesi ne kadar büyük bir yanılgı ise, siyasetin dinileşmesi, siyasetin din üzere takdim edilmesi de o kadar büyük bir tehlikedir. Bu iki büyük tehlike şu anda dinin sırtındaki iki büyük yüktür. Bu hepimizin lisanını de, kalbini de, münasebetlerimizi de etkiliyor. Bütün kutuplaşmaları da bu doğuruyor.
‘DUMANDA BOĞULUYORUZ’
Pek çok yangında, ölen insanların birçok acemi itfaiyecilerin yanlışlarıyla ölürler. Şayet itfaiyeci acemi ise insanları tahliye etmeden evvel suyu oraya basar ve insanların dumandan ölmesine yol açar. Aslında acemi olduğu halde kendisine usta itfaiyeci rolü biçip bu ateşleri söndürmek isteyen pek çok âlimimiz, mütefekkirimiz, aydınımız var. Bu nedenle biz dumanda boğuluyoruz.
Bir adama dindar dendiği vakit aklımıza birinci gelecek şey, âdildir, emindir, ahlaklıdır, dürüsttür olmalı. İslam ümmeti teknolojiyi kaybetmekle üstünlüğünü kaybetmez. Lakin ahlakî üstünlüğümüzü kaybettiğimiz vakit biz kaybederiz. Şu anda ahlakî üstünlük noktasında problemler yaşıyoruz. (HABER MERKEZİ)
