Toplumsal medya kullanıcılarının “bu uygulama bilgilerinize erişim müsaadesi istiyor” yazısı ile karşılaştıklarında yalnızca iki seçenekleri bulunuyor: Kabul et / Reddet. Müsaade talebi reddedildiğinde ise uygulama kullanılamıyor.
Kullanıcıları bu kabule zorlama süreci AB tarafından 390 milyon euro cezaya çarptırıldı. Facebook ve Instagram’ın çatı şirketi Meta yalnızca para cezasını ödemekle kalmayacak, 3 ay içinde “verilerin işleniş müsaadesini büsbütün kullanıcılara bırakan” düzenlemeleri de yapacak. Avrupa Birliği, “kullanıcının müsaadesini alıyorduk” açıklamasını “kullanıcıyı kabule zorlamak” olarak kıymetlendirdi ve tekrar düzenleme yapılmasını yaptırıma bağladı.
Birgün muharriri Ümit Alan, bu yeni düzenlemenin toplumsal medya platformları için önemli bir gelir kaybı olacağını söz etti. Bahisle ilgili şunları yazdı:
“Burada durup Facebook’un yalnızca Apple’ın bir kararıyla ne kadar büyük bir kayıp yaşadığını hatırlayalım. Apple’ın 2021 yılında çıkan iOS 14.5 güncellemesiyle uygulamaların bilgi paylaşımını kullanıcı müsaadesine tabi tutmuş ve Meta yalnızca bu nedenle bir yılda 10 milyar dolar kaybedeceğini açıklamıştı. Yalnızca Apple aygıtlar için geçerli olan bir düzenleme bile bu kadar kaybettirirken, AB, tüm kullanıcılar için bu müsaadenin çok daha kapsamlısını talep ediyor. Bu da hiç kuşkusuz yalnızca Meta şirketleri için değil, gözetleme kapitalizminin tüm platformları için yeni bir devrin başlangıcı manasına geliyor.
MECBURİYETİN SUİSTİMALİ
Bu mevzu üzerine düşünürken insanın aklına, ‘madem dataların bu kadar değerli, o vakit girme kardeşim toplumsal medyaya, zorla sokmuyorlar ya’ niyeti gelebilir. Platformlar da vakit zaman daha kibar bir formda bu savunmaya sığınabiliyor. Fakat AB’nin verdiği ceza kararı, bu savunmanın da geçersiz kalması manasına geliyor. Zira ne yazık ki artık toplumsal hayatta var olabilmek hatta yer yer işimizi yapabilmek için toplumsal medya kullanmak zorundayız. Platformların merkezi niteliği, kendi ferdî web sayfamız ya da daha küçük forum, platform üzere yerlerde var olmakla ikame edilemiyor. Bu yolu tercih edersek ya toplumsal ilişkilerimize ulaşamıyoruz ya da işimizi yürütemiyoruz. İşte platformlar da bu eşsiz avantajlarıyla hem datalarımız üzerinde feodal devrin derebeyleri üzere güç kazandı. Uzunca bir devir dataları istedikleri üzere işleyip sattılar. Dahası bu platformlarda kendimizi göstermek için yaptığımız paylaşımlar bir nevi onlar için bedavaya çalışmak manasına da geliyor. Evet eğleniyoruz, hatta iş buluyoruz lakin buradaki aldatıcı ‘kazan / kazan’ durumu, zalimce platformlar lehine işliyor. İşte AB’nin 2018 yılında yaptığı düzenlemeye (GDPR) dayanan son ceza kararı, platformların buradaki gücünü kullanarak hoyratça müsaade istemesinin önüne geçiyor. Kararın akabinde Meta sözcüsü, ‘verileri işlemek için öteki yasal seçenekler var’ diyerek hukuk gayretini sürdüreceklerinin sinyalini verdi.”
