CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “TL en düşük durumda, daha ineceği yer yok” tabirine reaksiyon gösterdi.
“Matematiği galiba düzgün değil. ‘En düşük seviyede’ diyor TL. TL o düzeyin de altına inecek. Görmüyor mu bu kişi Allah aşkına?” diyen CHP başkanı, “Bunlar sahiden devleti yönetemiyorlar. Savrulmuş vaziyetteler. Problemler yumağı içinde ne yapacaklarını bilmiyorlar. Sorulunca da nasıl karşılık vereceklerini bilmiyorlar. Bu türlü bir gariplik yaşıyoruz” dedi.
Öte yandan CHP başkanı Kılıçdaroğlu, et fiyatlarına yapılan artırım ile ilgili olarak da konuştu. Kılıçdaroğlu, Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun’un kırmızı ete yüzde 48 artırım yapılmasıyla ilgili olarak, “Uzun kuyruklar oluştuğu ve bu artırımın kaçınılmaz hale geldiği” istikametindeki açıklamasını, “Vahim bir açıklama. Sayın Genel Müdür, bunu nasıl söyledi, doğrusunu isterseniz ben de anlamış değilim” diyerek kıymetlendirdi.
“Bir an evvel seçim sandığını getirsinler” vurgusunda bulunan CHP başkanı, “Türkiye bunları aşmak zorundadır. Aksi halde gidiş, bugünleri aratacak bir gidiş olacak. Yani önümüzdeki süreçte çok daha büyük artırımlar gelecek. Daima birlikte bunu göreceğiz” diyerek uyardı.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’da şehit aileleri ve gazilerle buluşmasının akabinde gazetecilerin gündeme ait sorularını yanıtladı.
Kılıçdaroğlu’nun verdiği karşılıklar şöyle
VAHİM BİR AÇIKLAMA: (Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü’nün “Kuyruklar oluşuyordu, bu yüzden artırım yaptık” açıklaması) Açıklama hakikat bir açıklama değil, vahim bir açıklama. Sayın Genel Müdür, bunu nasıl söyledi, doğrusunu isterseniz ben de anlamış değilim. Ancak mutfaklarda yangın olduğu muhakkak, et fiyatlarına artırım geleceği belirli, tekraren söylendi, tekraren yazıldı, tarım uzmanları bunu tekraren söylediler. Her alanda pahalılık var, her alanda artırım var. Besin fiyatlarından tutun, yem fiyatlarına kadar her şeyde artırım var. İktidarın yapacağı fazla bir şey yok. Aksi halde Et ve Süt Kurumu batacak. Batıran kim? İktidarın kendisi. Artırımı yapan kim? İktidarın kendisi. Fatura kime çıkıyor? Vatandaşa çıkıyor.
SEÇİM SANDIĞINI GETİRSİNLER: Vatandaşa taban fiyatı kısmen artırdılar. Üç ay sürdü. Üç ay sonra o taban fiyat pul oldu. Bu çerçevede bakıldığı vakit; politik bir görüş olarak da değil, samimi fikrimi söyleyeyim. Artık bunlar; ülkeyi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yönetemiyorlar. Yönetme güçleri, kapasiteleri, bilgileri yok. Münasebetiyle savrulup giden bir Türkiye var. Şayet bu ülkeye bir yarar getirmek istiyorlarsa, ‘bu ülkenin yararı için bir gayretimiz olsun’ diyorlarsa, bir an evvel seçim sandığını getirsinler. Türkiye bunları aşmak zorundadır.
ÇOK DAHA BÜYÜK ARTIRIMLAR GELECEK: Aksi halde gidiş, bugünleri aratacak bir gidiş olacak. Yani önümüzdeki süreçte çok daha büyük artırımlar gelecek. Daima birlikte bunu göreceğiz. Bunu aylardır söylüyorum, ‘Yapmayın, etmeyin. İktisat bu türlü yönetilmez’ diye. Bir avuç bireye çalışıyorlar, Londra’daki tefeciler ve Kur Muhafazalı Mevduat’a dünyanın parasını veriyorlar. Vergiden muaf tutuyorlar. Öbür taraftan vatandaş gidip et kuyruğunda bekliyor.
AÇLIK SONU FİYATI DESİNLER: (Asgari fiyatın altıncı aydan sonra yine güncellenmesi tartışması) Orada da çok karışık şeyler söyleniyor. Güncellenmesi lazım minimum fiyatın. Minimum fiyat, taban fiyat olmaktan çıktı zati. Hangi taban fiyat? Açlık sonunun altında minimum fiyat mi olur? ‘Açlık sonu ücreti’, desinler. Onun bile altına düştü. Minimum fiyatın çabucak güncellenmesi lazım. Formalite budur esasen.
MATEMATİĞİ GALİBA DÜZGÜN DEĞİL: (Hazine ve Maliye Bakanı’nın “TL en düşük durumda, daha ineceği yer yok” açıklaması) Matematiği galiba uygun değil. ‘En düşük seviyede’ diyor TL. TL o düzeyin de altına inecek. Görmüyor mu bu kişi Allah aşkına? İktisattan, hayattan, gerçeklerden bu kadar kopuk bir kişiyi düşünemiyorum. Bunlar söylendiği vakit gülüp geçiyorum. Bunlar hakikaten devleti yönetemiyorlar. Savrulmuş vaziyetteler. Problemler yumağı içinde ne yapacaklarını bilmiyorlar. Sorulunca da nasıl karşılık vereceklerini bilmiyorlar. Bu türlü bir gariplik yaşıyoruz.”
(HABER MERKEZİ)
