CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, KRT TV’de Savaş Kerimoğlu’nun sorularını yanıtladı. 6 muhalefet partisi önderinin Ankara’daki ‘yuvarlak masa’ toplantısında HDP’nin temsil edilmemesine ait tenkitleri, “HDP esasen başka bir ittifak kuruyor. Bütün siyasi partilere hürmetimiz var. Biz aslında onları yok sayamamayız” kelamlarıyla yanıtladı.
“HDP’nin demokrasi konusunda özel bir vurgusu var. ‘Bizi yok sayamazsınız’ diyorlar. Biz aslında onları yok sayamayız. Siyasi partilere hürmetimiz var. Masanın o akşamın toplanmasının nedeni altyapısı üzerinde çalışılmış metne son biçime vermekti” diyen Kılıçdaroğlu, “Elbette ki masada iktisat de konuşuldu dış siyaset da konuşuldu. Bütün bunlar aslında doğal. Siyasi başkanlar bir ortaya gelip anılarını anlatmaz” tabirlerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Her partinin farklı fikirleri, her önderin farklı görüşleri kesinlikle vardır fakat demokrasi ismine ortak noktada buluşabiliyoruz. Bu masa umut masasıdır. Aslında tahminen bugün bu sıcak ortamda Ahlatlıbel’deki doruğun kıymeti anlaşılamayabilir, lakin tarih bunu yazacaktır.
BAHÇELİ’NİN TENKİTLERİNE CEVAP: BUNLARDA AKIL VAR MI?
Allah aşkına bunlar tenkit mi? Ne söyleyeceklerini bilmiyorlar. Eleştirecekler lakin ne diyecekler? Masanın dört ayağı değil de on dört ayağı olsa ne fark eder? Masa yanlışsız mu, hakikat. Masanın etrafında beşerler var mı, var. Ortak talepleri ne, demokrasi. Ortak talepleri ne, bu ülkede çocukların yatağa aç girmemesi. Ortak talepleri ne, adalet; adil bir nizam. Daima bir arada bunları istiyoruz. Bunları eleştiremiyorlar, bunlara “Yanlıştır” diyemiyorlar. Bu taleplere “Biz kulak tıkadık” diyemiyorlar. Var talepler, duyuyorlar lakin artık eleştirecekler… Ne diyecekler? ‘Masanın ayağı, masanın örtüsü, masanın üzerindeki cam bardak…’ Ya Allah aşkına bunlarda akıl var mı?
‘ERDOĞAN BUGÜN VAR, YARIN YOK’
Türkiye’ye yeni bir yol haritası çiziyoruz. Yargı büsbütün bağımsız olacak. Erdoğan’ın avukatları yargının üzerine adeta çullanmışlar. Yargı bağımsız olacak, yürütme organı gerçek manada bağımsız olacak.
Olay Erdoğan olayı değil, olay Türkiye olayı. Biz Türkiye’yi içinde bulunduğu çıkmazın içinden çıkarmayı istiyoruz. Erdoğan bir kişi, bugün var yarın yok; lakin Türkiye Cumhuriyeti devleti bakidir. Biz Türkiye Cumhuriyeti devletinin güçlenmesini, bölgesinde güçlenmesini, dünyada güçlenmesini, üretim zincirlerini büyütmesini, katma bedeli yüksek eser üretmesini, bütün bunları demokrasi içinde yapmasını, niyet özgürlüğünün olmasını, din ve vicdan özgürlüğünün olmasını, adaletin olmasını, yargının bağımsız olmasını, medyanın özgür olmasını, insanların haksız yere hapishanelerde tutulmamasını; biz bunları istiyoruz. Lakin Cumhur İttifakı’nın bunlardan haberi yok zira onlar bunların hiçbirisini yapmıyor.
Partili cumhurbaşkanı olmaz, cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım. Yemin ederken ne diyor, “Tarafsız olacağıma dair namusum ve erdemim üzerine and içerim”. Namus ve onur kavramı kıymetli mi, kıymetli. Bu topraklar için kıymetli mi, değerli. İnsan ve kainat için değerli midir namus ve onur, kıymetlidir. Nasıl olur da siz namusunuz ve onurunuz üzerine yemin edeceksiniz, sonra tarafsız olmayacaksınız.
‘VİCDANINIZ SESİNİ DİNLEYEREK SANDIĞA GİDİN’
AK Parti’ye oy veren kardeşlerime seslenmek isterim. Namus ve gurur kavramının sizin için ne kadar kıymetli olduğunu biliyorum. O vakit siz tarafsız davranmayan, objektif davranmayan, garibanın hakkını hukukunu korumayan, alın terinin bedelini korumayan insanı cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturtmayacaksınız. Oturtursanız, sizin de sorumluluğunuz var. Oturtursanız sizin de vicdanınız kanar. Vicdanınızın sesini dinleyerek sandığa gidin.
’28 ŞUBAT DEVRİNDE FİŞLENDİM, KARŞIMDA ERDOĞAN’IN AVUKATLARI VARDI’
28 Şubat periyodunda fişlendim. Dava açtım, karşımda Erdoğan’ın avukatları vardı.
İntikam hissiyle devlet yönetilmez, bilgiyle birikimle yönetilir. Akıl akıldan üstündür. Beni eleştiren insanın hangi münasebetle eleştirdiğini bilmem lazım. Medya özgürlüğü de oradan kaynaklanıyor. Medya haberi yapar ve yanlışımızı görürüz. Haber yanlışsa tekzip göndeririz. Lakin siz gerçek haber yazanı cezalandırıyorsunuz.
İnsanları kanıları, inançları, kimlikleri, ömür şekilleri münasebetiyle suçlayamazsınız. Şayet suçlarsanız o ülkede demokrasi yoktur. Bir insanın kimliği onurudur.
Kavga Türkiye’yi nereye getirdi? Yönetilmeyen bir Türkiye gerçeği var. Yönetilmesi için akıl, istişare olması lazım. Birisinin ‘şurada bir eksiklik var, yanlışlık var’ demesi lazım. Bunu diyecek bir makam yok şu anda.” (HABER MERKEZİ)
