İHD’den Anter Davası’na sahip çıkma çağrısı: Zamanaşımı insanlık suçu

İHD Ankara Şubesi Eş Genel Lideri Nuray Tercüman tarafından okunan basın açıklamasında, Musa Anter’in öldürülmesi üzerinden 30 yıl geçtiği hatırlatılarak, “Bu 30 yıllık süreçte, açık itiraflara, besbelli ispatlara karşın, Kürt problemini varlığının paranoyası olarak gören hâkim zihniyetin bir türlü vazgeçmediği cezasızlık siyasetinin yansıması olarak dava uzatıldıkça uzatıldı ve vakit aşımı tehdidine maruz bırakıldı” sözlerine yer verildi.
Musa Anter Davası’nın JİTEM Ana Davası ile birleştirilmesinin akabinde ilerleyişine dair önemli bir adımın atılmadığını söyleyen Tercüman, “90’lı yılların hayat hakkı ihlallerinin, katletme, kaçırarak kaybetme halindeki kabarık bilançosu, zorlukla açtırılan soruşturma ve davalar, muktedir yapı tarafından büyük bir titizlikle sürdürülen cezasızlık siyasetinin gereği olarak çok büyük oranda sonuçsuz bırakılmıştır” dedi.

‘ÇARE BARIŞ SİYASETLERİNE DÖNMEK’

“Adalet ve hakikat arayışımız vazgeçilmez bir arayıştır. Kararlıyız, ısrarcıyız!” diyen Mütercim, davaya İHD Ankara Şubesi olarak müdahil olacaklarını söyleyerek, başkentteki sendikaları, siyasi partileri, insan hakları savunucularını, emek ve demokrasi güçlerini yarınki davaya sahip çıkmaya davet etti. Mütercim kelamlarını şöyle sonlandırdı:

“Kuşkusuz biz insan hakları savunucularınca faili aşikâr olan bu süreç, tahlilsiz bırakılan ve güvenlik siyasetlerine teslim edilen Kürt probleminin mevcut haliyle direkt ilgilidir. Yaşadığımız coğrafyanın, Ortadoğu’nun yaşamsal, ekolojik sıkıntıları da dahil, pek çok sorunun kaynağı bu çözümsüzlüğü sürdüren güvenlikçi siyasetlerde ısrardır. Deva muhakkaktır, bir an evvel barış siyasetlerine dönmek, geçmişin ve anın acılarıyla yüzleşmek, hakikatlerin ortaya çıkmasının önündeki manileri kaldırmak, adaleti sağlamak gerekiyor.”

‘DEVLET ELİYLE ÖLDÜRÜLEN İNSANLARIN ZAMANAŞIMINA UĞRAMAMASI GEREKİYOR’

Musa Anter’in oğlu Dicle Anter de basın açıklamasına katılan isimler ortasında yer aldı. Anter, davanın zamanaşımına uğradığı takdirde AİHM ve Yargıtay sürecini işleteceklerini söyledi. “Musa Anter cinayeti değerli bir cinayet. Musa Anter cinayetinin aydınlanması demek, Türkiye’deki bütün faili meçhul cinayetlerin aydınlanması manasına da geliyor” diyen Dicle Anter, şunları kaydetti:

“Bazıları ‘derin devlet yok’ diyorlar, kimileri ‘var’ diyorlar. O devletin cürüm örgütleri tarafından işlenen bir cinayet. Kabahat örgütü tarafından diyorum zira, JİTEM denilen kurum var. Hâlâ resmiyete kavuşmadı. ‘JİTEM hâlâ yok’ diyorlar lakin JİTEM’İN kurucusu var, çalışanı var, JİTEM’in maaşlı elemanları var. Uğraş eden arkadaşlarımız bu davaların peşinden koşuyor. Gayret de etmemiz lazım. Yoksa bizi de yutacaklar. O bakımda Musa Anter Davası’nda zamanaşımının insanlık kabahati olduğunu düşünüyorum. Devlet eliyle öldürülen insanların zamanaşımına uğramaması gerekiyor. Özellikle devletin kendi eli ile bunları ortaya çıkarması lazım ancak maalesef 90’lı, 2000’li yıllarda hukukun olmadığını söylüyorduk, bugünlerde o günleri arıyoruz. Hukuk büsbütün bitmiş vaziyette. Bir kişi kalkıyor iki söz söylüyor, çabucak uygulamaya başlıyorlar. Bugün Recep Tayyip Erdoğan dese ki ‘Musa Anter cinayetini aydınlatın’ çabucak yarın aydınlatılır. Bu kadar kolay. Her şey ortada, bütün meczuplar ortada. Lakin bunu açacak cüret kimsede yok. Topluma verecek karşılıkları yok.”

TÜRKDOĞAN, KIRBAYIR BELGESİNİ HATIRLATTI.

Açıklamada konuşan İHD Eş Genel Lideri Öztürk Türkdoğan ise “Sayın Cumhurbaşkanı nitekim ‘çözülsün’ dese sanki çözülebilecek mi? Zira Başbakan iken Cemil Kırbayır belgesinin aydınlatılmasını istemişti” dedi.

Gözaltında kaybolan Cemil Kırbayır için yürütülen hukuksal süreci anlatan Türkdoğan, “Meclis İnsan Hakları İnceleme Komitesi Zafer Üstün başkanlığında toplandı. Komite kuruldu, çok titiz bir araştırma, inceleme yaptılar. Bütün failler ortaya çıkardılar. Kırbayır’ın azapta öldürüldüğünü neredeyse kanıtladılar. Yalnızca cenazenin yerini bulamamışlardı. Ama Kars Savcılığı ne yaptı etti zamanaşımı mühletini bekleyip, belgeyi takipsizlikle sonuçlandırdı. Biz itiraz ettik ve o belge artık Anayasa Mahkemesi’nde görüşülmeyi bekliyor. Bir cezasızlık siyaseti belirlenmiş durumda maalesef. Biz politikayı lakin ve lakin temel meseleleri çözerek, geçmişle yüzleşerek, adalet ve hakikat komiteleri kurarak aşabiliriz” dedi.

‘BU DAVA HİÇBİR VAKİT KAPANMAYACAK’

Musa Anter’in katledilmesinin tıpkı vakitte karanlık bir periyodun başlangıcı olduğunu söyleyen Türkdoğan, “1992 kıymetli bir yıldı. Daha sonra başlayacak olan o karanlık devrin habercisiydi. Bize düşen sorumluluk, katiyetle cezasız bıraktırmamak. Türkiye JİTEM gerçeğini biliyor. Mehmet Akar ve takımı Ankara’da yargılanıyor. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi asıldan bozma kararı verdiği halde tutuksuz yargılanıyorlar. 18 kişiyi öldürmekle yargılanan beşerler, tutuksuz yargılanıyor. Fakat bir üniversite öğrencisi, aydın, müellif, sanatçı bir slogan attığında tutuklanıyor bu ülkede. Bütün bu süreçte sorumluluğu olan siyasetçi Tansu Çiller, hâlâ siyaset yapabileceğini zannediyor. Evvel hakikaten döneminizle ilgili halka hesap verin. Faili meçhul cinayetlerle ilgili oluşacak kurula gidin bir konuşun. Gerçekleri açıklayın. Hiç mi vicdani kanaatiniz kalmadı? Bizler dernek olan bu tip davalar cezasızlıkla kalmasın diye mümkün olduğu kadar müdahil olmaya çalışıyoruz. Anter cinayeti bir insanlığa karşı hata. Zira, devlet içerisinde örgütlü bir yapının politik hedeflerle gerçekleştirdiği bir cinayet. Münasebetiyle bu insanlığa karşı bir hata olduğu için bizim nezdimizde katiyen vakit aşımı yoktur! Bu dava hiçbir vakit kapanmayacak. Failler er ya da geç açığa çıkacak” diye konuştu.

‘CİNAYETİN AÇIĞA ÇIKARILMASI, DEMOKRATİKLEŞME AÇISINDAN FIRSAT’

Açıklamada konuşan HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir ise “Musa Anter belgesinin açığa çıkarılması, yargıdaki derin devletin açığa çıkarılarak demokratikleşmesi açısından bir fırsat. Fakat maalesef gelinen noktada başta AK Parti ve Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere küçük ortağı ile birlikte derin devlet ile büsbütün bir ittifak halinde. Bütün faili meçhul cinayetlerinin ortaya çıkarılmasının yegâne yolu ve usulü, üçüncü yol olarak tanım ettiğimiz Demokrasi İttifakı’nın iktidarlaşması. Böylelikle bu değişimin, dönüşümün gerçekleşmesiyle mümkün olacaktır” dedi.

‘ZAMANAŞIMI KABUL EDİLEMEZ’

Sağlık İşçileri Sendikası Eş Genel Lideri Selma Atabey ise konuşmasında, Musa Anter davasına ait, “Bu dava bizler açısından, Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından çok değerli bir dava. Zamanaşımı üzerinden unutturulmak istenmesi ya da büsbütün belgelerinin kaldırılması, hiçbirimiz açısından kabul edilemez. Bu davanın geri çekilmesinin insanlık hatası olduğunu söz etmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Davanın takipçisi olacağız” sözlerini kaydetti.