Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Seyahat Davası kapsamında mahpus cezasına mahkum edilen Can Atalay, Osman Kavala, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Mine Özerden’in mahkumiyetlerini onadı. TİP, Milletvekili Can Atalay’ın da bulunduğu Seyahat tutuklularının tahliye edilmemesine karşı Hatay’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı.
TİP Genel Lideri Erkan Baş, Özgürlük Yürüyüşü’nün 19. gününde şunları söyledi:
* “Bugün Türkiye’de sadece bugünleri değil, yarınları da çalınmak istenen ve tarikatlara mahkum edilen gençler için yürüdük. AKP’nin tahminen de en besbelli özelliklerinden birisi gençlere olan düşmanlığı zira bir genç arayarak, araştırarak, fikir edinir. Her duyduğuna inanmaz. Kendisini ve yaşadığı dünyayı hep sorgular. İşte iktidarın akademiye hücumlarını, eğitim sisteminin içini boşaltma teşebbüslerinin, ilkokul sıralarından başlayarak gençleri maruz bıraktığı ideolojik hücumun temel sebebi de aslında budur. Onlar düşünen sorgulayan değil, biat eden, kabul eden, sineye çeken bir gençlik istiyorlar. Tam da bunun için şahsen kendi elleriyle gençleri ne olduğu bilinmeyen tarikatların eline teslim ediyorlar.
“GENÇLERİ TARİKATLARIN, CEMAATLERİN ELİNE TESLİM ETMEYECEĞİZ”
* Bunu çok çeşitli biçimlerde yaptılar. Öğrencilerin barınabileceği kâfi sayıda devlet yurdu inşa etmediler, onları tarikatları paravan olarak kullandığı dershanelere mahkum ettiler. Tarikatların işlediği sapkın kabahatleri cezasızlıkla geçiştirip tarikatları ödüllendirdiler. Enes Kara kardeşimiz bu iğrenç sisteme daha fazla dayanamayan ve ömrüne son veren, ismini bildiğimiz örneklerden sadece biriydi. Şu anda kaç kardeşimiz misal sebeplerle tarikat yurtlarında maruz kaldıkları baskı nedeniyle ruhsal ve sıhhat açısından düşünceler yaşıyorlar. Yaşama tutunmaya çalışıyorlar. Yaşama tutulma savaşı veriyorlar, bilmiyoruz.
* Biz bedeli ne olursa olsun bu ülkeyi ve bu ülkenin geleceği olan gençleri, tarikatların, cemaatlerin eline teslim etmeyeceğiz. Aman bize küserler mi, kızarlar mı diye zerre tasamız yok. Tarikatların oyunu da, takviyesini de istemiyoruz. İnsanların inancını sömüren, bu hata yuvalarını iktidara geldiğimizde derhal kapatacağımızı ve tüm kabahatlerini ortaya dökeceğimizi bir defa daha tabir ediyorum. Zira bugün gerisine iktidarın gücünü alarak din kisvesi altında sapkınca dürtülerini meydana saçanlarla görülecek bir hesabımız var.
* Onlara karşın bu ülkeyi daha aydınlık bir geleceğe taşıyan genç arkadaşlarımıza da kelamımız var. Biz bu gerçeklere gözünü kapatmak isteyenlere karşı özgürlük için yürüyüşümüzü güçlenerek sürdüreceğiz. Emek için, işçi için, gençlik için özgürlükle ve ülkenin dört bir yanından yükselen sesleri birleştirerek yürümeye devam edeceğiz. Bu yürüyüşte elini vicdanına koyan, özgürlükten yana tutum alan herkesi bir adım daha atmaya, bir adım da bizimle birlikte olmaya çağırıyoruz.”
“FİLİSTİN HALKINA YÖNELEN SOYKIRIMCI SAVAŞ DERHAL DURDURULMALIDIR”
TİP’in tutuklu Hatay Milletvekili Can Atalay da İsrail’in taarruzları sonucu çok sayıda sivilin hayatını kaybettiği Filistin’le dayanışmak için Marmara Cezaevi’nden mektup paylaştı. Atalay’ın dayanışma mektubu şöyle:
* “Tam 75 yıldır bir halk, Filistin halkı yok sayılıyor. Tam 75 yıldır çoluk çocuk, genç, yaşlı, bayan, erkek, silahlı, silahsız demeden Filistin halkına her türlü araçla, yolla, yordamla zulmediliyor. 75 yıldır siyonist işgalcilere her şey özgür; onların hataları görülmez, onlar yargılanmaz hesap vermez. Başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere emperyalizm 75 yıldır bu zulmün hem hamisi hem kabahat ortağı.
* Bugün 18 Ekim 2023 Netanyahu iktidarı 75 yıldır işlenen kabahatlerin yanına bir yenisini, yeni bir Sabra ve Şatilla Katliamı’nı ekledi. İnsanlık tarihinde eşi az görülen biçimde bir hastanenin bombalanması ile gelinen kademenin ismini koymak durumundayız: Bu soykırımı derhal durdurmak ve sorumluların memleketler arası ceza adaleti karşısına hiç gecikmeden çıkmalarını çaba gündemimizin en üst sıralarına yazmak. Filistin halkına yönelen bu soykırımcı savaş derhal durdurulmalıdır. Başta 17 Ekim saldırısı olmak üzere 7 Ekim’den bu yana başta sivillere yönelik olanlar olmak üzere insanlığa karşı cürüm işlemiş herkes fakat herkesin adalet önünde hesap vermeleri garanti altına alınmalıdır. Başta Gazze olmak üzere tüm bölgede derhal insani ateşkes kabul edilmelidir.
* Derhal ateşkes. Derhal adil bir barış. Adil bir barış için tüm insanlığın ayrım gözetmeksizin sivillere karşı taarruzlara karşı ses yükseltmesi ve Filistin halkının, haklarının daha fazla gecikmeksizin teslimi. Kahrolsun faşizm. Kahrolsun emperyalizm. Kahrolsun siyonizm. Yaşasın Filistin halkının haklı çabası. Yaşasın halkların kardeşliği”
