DİYARBAKIR Diyarbakır Barosu Zırhlı Araç Mayın ve Çatışma Savaş Atıkları Kaynaklı Çocuk Hakkı İhlalleri ne Ataşehir Escort dair hazırladığı raporu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda açıkladı
Toplantıya Diyarbakır Barosu Lideri Nahit Eren ve Çocuk Hakları Komitesi üyeleri ile Türkiye İnsan Hakları Vakfı THİV üyeleri katıldı
Diyarbakır Barosu Lideri Acıbadem Escort Nahit Eren raporda 2011 2022 yılları ortasındaki olayların yer aldığını söyledi Eren bilhassa çözüm süreci nin sonlandırıldığı 2015 yılında ihlallerin arttığına dikkat çekti İhlallerin en çok bölge kentlerinde ağırlaştığını belirten İstanbul Escort Eren Zırhlı araçların neden olduğu vefatlar bir tek Doğu ve Güneydoğu vilayetlerinde yaşanıyor diye vurguladı ve tedbir alınmasını talep etti
OHAL İLE VEFATLAR ARTTI
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Kurulu’ndan Hasret Anadolu Yakası Escort Nadir ve Şoreş Deniz Tuğrul rapordaki bilgileri aktardı
Rapordaki bilgilere nazaran vefatlar 2016 2018 tarihinde artış gösterdi Raporda Türkiye de uzun bir müddettir devam eden zırhlı araç çarpması sonucu yaralanma ya da vefatlar ile zırhlı araçlardan çıkan ateş sonucu çocukların mevt ve yaralanma durumları bilhassa 2015 yılı sonrası kent merkezlerindeki çatışmalı durumlar ve OHAL süreci ile güvenliği önceleyen devlet siyasetleri nedeniyle artış göstermektedir 2016 2018 yılları ortasında dramatik bir biçimde mevt ve yaralanma sayılarında artış görülmüştür Raporda incelenen 11 yıllık devirde zırhlı araçların sebep olduğu mevt ve yaralanmalı durumların sayısı en az 49 dur Bu olayların yüzde 52 si devletin güvenlik odaklı siyasetlerinin arttığı 2016 2018 yılları ortasında meydana gelmiştir sözü yer aldı
Raporun Mayın ve Çatışma Savaş Atıklarından Kaynaklanan Çocuk Hakkı İhlalleri kısmında de en fazla ihlalin yaşandığı yerlerin başında bölge kentleri geldi Memleketler arası kontratların hatırlatıldığı ilgili kısımda bölge kentlerinde 45 vefatın yaşandığı ve 126 yaralanma olduğu aktarıldı Raporda Akdeniz ve Ege’de de toplam 9 kişinin yaralandığı kaydedildi
YARGI FAİLLERİ KORUDU
Raporda kelam konusu ihlallere dair baronun takip ettiği evraklarda olaylara karışan failleri müdafaaya dönük yargılamanın yapıldığı kaydedildi Raporda yaşanan ölümlerin cezasızlık siyasetinden kaynaklandığı vurgulanarak şöyle denildi Siyasi iktidarların politik eğilimleri ile kamu vazifelilerinin bu eğilim doğrultusundaki süregelen yaklaşımları cezasızlık pratiğinin belirleyici faktörlerindendir Yargı erkinin bağımsız olamama sorunu da birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkan pratik ile kamu vazifelilerinin keyfi uygulamaları sonucunda meydana gelen insan hakları ihlallerinin yasal sayıldığı ve faillerin cezasızlık ile korunduğu görülmektedir Failin kolluk vazifelisi olduğu yargılamalarda kovuşturma basamağının yüzeyselliği cezasızlık pratiğinin bir öbür istikameti olarak karşımıza çıkmaktadır Ceza yargılamasının asıl hedefi olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması tarafında bir gayretin olmaması katılan ve müşteki vekillerinin birçok talebinin gerekçesiz bir biçimde reddedilmesi belge kapsamındaki argümanların gerektiği kadar incelenmemesi kolluk ünitelerinden istenilen evrakların dosya ortasına alınmaması buyruk komuta zincirinde yer alan şahısların sanık olarak belgelere dahil edilmemesi üzere konular kovuşturma evresinin yüzeyselliğine ait tarafımızca tespit edilen sorunlardır denildi
ZIRHLI ARAÇLAR KENT İÇİNDE YASAKLANMALI
Raporda Diyarbakır Barosu nun tekliflerine de yer verildi Baronun teklifleri şöyle
“*Devlet Ottowa Kontratı ile taahhüt ettiği mayın temizleme yükümlülüğünü acilen yerine getirmelidir
*Mayın temizlemeye ait yapılacak yasal düzenlemeler ve uygulamalar mayının bir etraf ve insan hakları ihlali sorunu olduğu kabulüyle gerçekleştirilmeli bu sorun bir ihale ve arazi ıslahı sıkıntısına indirgenmemelidir
*Mayın temizleme süreçlerinin planlı acil ve kamuoyunun bilgisine ve kontrole açık bir sürece yayılması gerekir
*Mayın temizleme süreci devam ederken mevcut mayınlardan ötürü oluşabilecek ziyanların önlenmesi için mayınlı bölgelerin işaretlenmesi ve bu bölgelerin sivil geçişine kapatılması gerekir
*Mayınlı bölgelerin fazla olduğu yahut mayınlı bölgelere yakın olan bilhassa kırsal bölgelerdeki okullarda çocuklara mayın ve çatışma savaş atıklarına ait risklerden korunma eğitimleri verilmelidir
*Öncelikle Karayolları Trafik Yönetmeliği’nde düzenleme yapılmak suretiyle zırhlı araçların kent içi kullanımı yasaklanmalı bu mümkün değilse zırhlı araçların kent içi kullanımı minimum seviyeye indirilmeli ve bu durumda dahi zırhlı araçlar için belirlenmiş kent içi yasal sürat limitlerine uyulması gerekir
*Zırhlı aracı kullanan kolluk vazifelilerinin bu araçları kullanmak için gerekli olan ehliyet ve lisanslara sahip olması ve buna ait eğitimlerini tamamlamaları gerekir
*Kullanım gayesi olarak değerlendirildiğinde aslında bir savaş ve çatışma aracı olan zırhlı araçları kullanan kolluk görevlilerinin
sosyal gerçeklikle bağlarının kopmaması için psiko sosyal takviye çalışmaları ile desteklemeleri gerekmektedir
*Mayın çatışma savaş atığının ağır olduğu bölgelerde bulunan sıhhat merkezleri işçi ve teçhizat bakımından desteklenmelidir
*Mayın çatışma savaş atığı ve zırhlı araç nedeniyle yaralanan çocuklar için protez ve rehabilitasyon merkezleri kurulmalıdır
Hareketli ve sabit protezlerin takılma ve yenilenme süreçleri büsbütün fiyatsız olmalı ve yenileme mühleti çocukların gelişimlerinin süratli olduğu kabulü ile makul bir müddete değil muhtaçlığa nazaran düzenlenmelidir
*Mayın çatışma savaş atığı ve zırhlı araçlardan ziyan görmüş çocukların ekonomik ve toplumsal dayanak gereksinimlerine yanıt olacak siyasetler geliştirilmelidir
*Mayın çatışma savaş atığı ve zırhlı araçlar yüzünden hayatını yitirmiş yahut yaralanmış çocukların mağdur olduğu ceza belgelerinde fail hakkındaki soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin aktif bir halde yürütülmesi ve yargının cezasızlık pratiğinden vazgeçmesi gerekir DUVAR
