AK Parti Genel Lider Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Adana’da dün Furkan Vakfı üyelerine yönelik polis saldırısı hakkında, “Biz çabalarını her vakit takdir ettiğimiz güvenlik güçlerimizin içerisinde çeşitli olaylara müdahale ederken orantısız güç kullanılmasını asla kabul etmeyiz” dedi.
Ömer Çelik, taban fiyatın yıl ortasında güncellenmesi tartışmalarına ait ise, “Bu, ilgili bakanlığın yapacağı bir açıklama. Bu bahisler MYK’de her vakit gündemimizdedir. Çalışmalar olduğunda ve olgunlaştığında bunları biz ve ilgili bakanlık açıklar” tabirlerini kullandı.
Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığındaki Merkez Yürütme Konseyi (MYK) toplantısı devam ederken açıklamalarda bulundu.
Çanakkale Zaferi’nin 107’nci yıl dönümünde 1915 Çanakkale Köprüsü’nün hizmete açıldığını söyleyen Çelik, bunun AK Parti’nin eser siyasetinde kıymetli bir sembol olduğunu söyledi. Milletin demokrasiye ve iktidarlarına verdiği büyük dayanağın, bu büyük yapıtlara imza atılmasına imkân verdiğini savunan Çelik, “Bundan sonrasında da eser siyaseti dediğimiz bu siyaset güçlü bir biçimde yoluna devam edecek. Alışılmış her vakit olduğu üzere bunları şu ya da bu formda eleştirenler oluyor. Olağan olarak hayatlarında hiçbir işe imza atmamış olanlar ya da attıkları bir iki iş varsa baktığınızda yalnızca birtakım krizlere imza atmış olanların bu eser siyasetine hala sistematik olarak düşmanlık etmeye, bunları gölgelemeye çalışmasını bir sefer daha tespit ettik, bir kez daha görüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
‘EN BÜYÜK İSTEĞİMİZ KALICI ATEŞKES’
Ukrayna’daki durumun toplantının en kıymetli gündem unsurlarından biri olduğunu lisana getiren Çelik, Hollanda Başbakanı Mark Rutte’nin Türkiye’ye geleceğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO Doruğu için Brüksel ziyareti yapacağını hatırlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ukrayna Devlet Lideri Vladimir Zelenskiy ve Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin ile konuşmaya devam ettiğini söyleyen Çelik, “Yaklaşık olarak 24 Şubat-17 Mart ortasında 35 önderle 38 görüşme gerçekleştirdi. Burada Türkiye’nin bu yürüttüğü politikayı herkes emniyetli bir siyaset olarak kesinlikle surette tabir ediyor. Türkiye’nin hem insani bahislerdeki duruşu hem Montrö Mukavelesi’ni uygulama konusundaki kararlılığı hem de diplomatik kanalları işletme konusundaki iradesi herkes tarafından takdir edilen bir durumda. Doğal gelinen süreçte en büyük dileğimiz kalıcı bir ateşkesin ortaya çıkması ve artık barış antlaşmasının imzalanması” dedi.
‘ORANTISIZ GÜCÜ KABUL EDEMEYİZ’
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Ömer Çelik, Adana’da dün Furkan Vakfı üyelerine yönelik polis saldırısı hakkında, “Biz uğraşlarını her vakit takdir ettiğimiz güvenlik güçlerimizin içerisinde çeşitli olaylara müdahale ederken orantısız güç kullanılmasını asla kabul etmeyiz” dedi.
Çelik şunları söyledi: “Burada her vakit olduğu üzere kuralımız ve prensibimiz açıktır. Biz gayretlerini her vakit takdir ettiğimiz güvenlik güçlerimizin içerisinde çeşitli olaylara müdahale ederken orantısız güç kullanılmasını asla kabul etmeyiz. Orantısız güç kullanılması sonucunda ortaya çıkan manzaralar asla ve kata kabul edilemez ve bunlar legal sayılamaz. Zati bu bahsettiğiniz Adana’daki tablo ortaya çıktığı andan itibaren İçişleri Bakanımız ve Adana Valiliğimiz açıklama yaparak soruşturmanın açıldığını söylemişlerdir. Bizim açımızdan temel prensip budur yani orantısız güç asla kabul edilemez, orantısız güç meşruiyet hududunun dışına çıkmış şiddet demektir. Hiçbir biçimde hiçbir Türkiye vatandaşına karşı orantısız gücün kabul edilmesi kelam konusu değil.”
‘BÖYLE BİR DÜNYA YOK’
AK Parti Sözcüsü Çelik, “CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin mega projelerine karşı çıkarken bu projeleri gerçekleştiren yatırımcıları da ‘çete’ olarak nitelendiriyor. Bu mevzuda bir değerlendirmeniz olur mu?” sorusu üzerine, şunları lisana getirdi:
“Bu, Türkiye’nin çok eski bir yarası. Birinci Boğaz Köprüsü’nün yapılmasından diğer pek çok yapıtın gerçekleşmesine kadar. Türkiye’de bu yapıtları engellemek isteyen siyasi kampın iki davranış formu vardır. Bir tanesi bunu gerçekleştirecek siyasi takımları tehdit etmek. İkincisi ona güç yetiremiyorsa bunu hayata geçirecek iş adamlarını tehdit etmek. Kanunlar çerçevesinde hareket edenleri, bu büyük yapıtların hayata geçmesinde çalışanları bu formda ilzam etmek, Türkiye’yi iş göremez hale getirmek, felç etmek, Türkiye’deki yatırım nizamını yok etmeye çalışmaktır. CHP Genel Lideri, ‘İktidara gelirsem şunları hür bırakacağım, şunların elindeki paralara çökeceğim, şu basın yayın kuruluşlarına ceza vereceğim’ diyor. Bu türlü bir dünya yok. Hukuktan bahsedip gerisinden pek çok hukuksuz hareketi art geriye sıralamak maalesef adet haline gelmiş.”
Çelik, bu formdaki bir yaklaşımın hem ahlaken hem de siyaseten sıkıntılı olduğunu savundu.
ASGARİ ÜCRET
Bir gazetecinin, minimum fiyatın yıl ortasında güncellenmesine ait bir gündemin olup olmadığını sorması üzerine Çelik, “Bu, ilgili bakanlığın yapacağı bir açıklama. Bu mevzular MYK’de her vakit gündemimizdedir. Çalışmalar olduğunda ve olgunlaştığında bunları biz ve ilgili bakanlık açıklar. Herkes emin olsun ki hem çalışan kısımların hem emeklilerimizin hayat şartlarıyla ilgili her seferinde kıymetlendirme yapıyoruz” diye konuştu.
SEÇİM KANUNU
Çelik, Meclise gönderilen Seçim Kanunu’na ait değişiklik teklifi öngören düzenlemenin MYK’de tekrar gündeme gelmesine ait soru üzerine, “Teklifin önümüzdeki devirdeki getirilerinin ne olacağına ait değerlendirmeler oldu. Düzenlemeye dönük tenkitler oluyor siyasi partilerden. Onlarla ilgili arkadaşlarımız kıymetlendirme yaptılar” dedi. (HABER MERKEZİ)
