HDP Şırnak Vilayet Örgütü’nün 4’üncü Olağan Kongresine katılan Eş Genel Lideri Pervin Buldan, “Barışın önündeki barajları da aşacağız” dedi.
Şırnak halkı ağır bedeller ödediğini tabir eden Buldan, “Şırnak halkı ve Botan halkı ağır bedeller ödemesine karşın hiçbir bir vakit unsurlarından ve uğraşından taviz vermedi. 90’larda asitli kuyularında yakmalardan Roboski Katliamı’na kadar birçok vahşet ve katliamla karşı karşıya kalan Botan halkının ödediği bu bedelin yanındaki dik duruşunu hürmetle bir sefer daha selamlamak istiyorum. Ödenen bütün bu bedeller ve Şırnak halkına çektirilen acılar karşısında Şırnak halkına diz çöktürülmediğini ve boyun eğdirilmediğini herkes biliyor. Herkes bunun farkında. Botan halkı bugün dimdik ayakta. Biz bunu bir kere daha 21 Mart Şırnak ve ilçelerinde kutlanan Newroz’da gördük ve buna tanıklık ettik. Lisanına, kimliğine, inancına, onuruna sahip çıkan bir halk var, o da Şırnak ve Botan halkıdır. Fedakâr Şırnak halkımız, bizim onurumuzdur. Fedakâr Şırnak bayanları ve gençleri bizim onurumuzdur” diye konuştu.
Kongrede faaliyet ve maliye raporlarının okunmasının akabinde delegeler hazırlanan seçim sandıklarında oy kullanarak yeni eşbaşkanları belirledi. Yapılan seçimlerde Abdullah Güngen ve Sabuha Akdağ HDP Şırnak Vilayet Eşbaşkanlığı’na seçildi.
Buldan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
NEWROZ KARAMSARLIĞA KARŞI BÜYÜK BİR UMUT OLDU: Newroz, halkımızı kuşatan ve kuşatma altına alan karanlığa karşı aydınlık günlerin müjdecisi oldu. Karamsarlığa karşı büyük bir umut oldu. Savaş siyasetlerine karşı büyük bir barış talebinin ve büyük bir barışa giden yolun öncüsü oldu. Rehine siyasetiyle, irade gaspıyla halkımızın iradesini engelleyemeyeceklerini bir sefer daha bu ülkeyi yönetenlere gösterdi. Kürt problemini tecritle, Kürt düşmanlığıyla ve irade gaspıyla değil, diyalogla ve müzakereyle çözüle bileceğine olan inancını bir sefer daha ortaya koydu. Biz barış siyasetleriyle bu sorunun çözülebileceğini Newroz’da atılan sloganlardan, Newroz’da ki kararlılıktan ve umuttan, Newroz’daki hamasetten bir kere daha gördük. Ve buna daima birlikte tanıklık ettik. Newroz’un bir başka bildirisi da İmralı’da diyaloğun ve müzakerenin hala dimdik ayakta olduğunu bizlere bir sefer daha gösterdi. Diyaloğun ve müzakerenin İmralı’da Sayın Öcalan’la çözülebileceğine olan inancını halkımız ortaya koydu. Bu gerçeklik bir kere daha tahlilin yolunu gösterdi ülkeyi yönetenlere. Newroz bir bakımdan da bilhassa Türkiye metropollerinde Türkiye’nin büyük kentlerinde yoksullukla, açlıkla ve çökertilmek istenen işçi halklarımıza da bir umut oldu. Tıpkı vakitte ortak eşit geleceğin yolunu açtı. Ortak çabanın değerini bize gösterdi.
BERABER GAYRET ETMEYE GEREKSİNİM VAR: Newroz bir manasıyla Kürt halkının kendi ulusal birliğini kazandığını ve bu kazanımı sonuna kadarda koruyacağını bildirisini bir defa daha bizlere gösterdi. Amed, Cizre, Batman ve Van Newrozlarında halkımız kendi ulusal birliğini sağladığını bir sefer daha ortaya koydu. Zira bütün bu Newroz kutlamalarına yalnızca HDP’liler değil, bu coğrafyada yaşayan bütün halklar tıpkı kararlılıkla tıpkı yanıtı ve bildirisi verdi. İşte bunun için diyoruz ki Kürt sorunu, Alevi sorunu, demokrasi sorunu, insan haklarını ve adalet sorunu bu ülkenin ortak problemidir. Bu meseleler yalnızca Kürtlerin ve Ailevilerin sorunu değildir. Kürt sorunu, Alevilerin de problemidir, Ailevilerin sorunu Kürtlerin de problemidir. Ermeni, Süryani ve tamamının bu ülkenin bütün halklarının bir bütün olarak meselesidir. İşte o vakit tahlil yolu ortaktır. Bu meseleleri çözmek içinde birliğe ve bir arada çaba etmeye muhtaçlık vardır. Bu ülkedeki bu problemleri tahlilinde elbette ki bu kararlılık bir sefer daha ortaya çıkmıştır. Bu yol belirlidir. Diyalogla ve müzakere ile çözülmesi gereken bu sıkıntıları, inkârla ve yok saymayla çözmeye çalışan bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu hepimiz biliyoruz. Savaş, inkâr, kayyum, cezaevi ve tecrit siyasetleriyle bu ülkenin meselesinin çözülmediğini biliyoruz. Halkımızda bunu çok yeterli biliyoruz. 2015 yılından bu yana bu ülkede bu acılar hiç bitmedi. Bu ülkeyi yönetenler bu sorunu çözmek yerine, ülkenin problemlerini daha da derinleştirdiler.
KÜÇÜK ORTAK YÜZDE 7 SEÇİM BARAJINI DA AŞAMAYACAK: Yalnızca ve yalnızca kendi kasalarını doldurmakla ve kendi kasalarını garanti altına almakla uğraştılar. Halkın açlığından, halkın yoksulluğundan, sefaletinden elbette ki bütün bunlardan ilgilenen bir iktidar olmadığını da hepimiz biliyoruz. Ancak onlara güzel bir ders vermenin vakti gelmiştir. Elbette ki iktidara ders vereceğimiz vakitler sandıklardır, seçim süreçleridir. Biz biliyoruz ki halkımız bütün bu yaşananları, bütün bu haksızlıkların ve hukuksuzlukların hesabını sandıkta soracaktır. Evet, sevgili Şırnak halkı artık Genel Kurul’a yeni bir yasa tasarısı getirdiler. Sanırım bu hafta görüşülmeye başlanacak. Bir seçim yasası getirdiler. Ve bu seçim yasasında yeniden hilelerin, aldatmacaların yaşanacağı bir seçim önümüze getirmeye hazırlanıyorlar. Barajı yüzde 7’ye indirmeye planlayan bir yasa tasarısını Genel Kurul’a getirecekler. Kürt halkı Meclis’e girmesin demokrasi güçleri meclise girmesin diye yüzde 10’luk seçim barajını Türkiye’ye getirmişlerdi. Artık gördüler ki halkımız barajları yıka yıka seçimlere gidiyor bunun için kendi küçük ortaklarını kurtarmak için seçim barajını yüzde 7’ye düşürmek istiyorlar. Lakin o küçük ortak yüzde 7 seçim barajını da aşamayacak bir durumdadır. Biz barajları aşa aşa gelen bir partiyiz. Ve şuna inanın, barışın önünde ki barajları da aşacağımıza sizlere kelam veriyoruz. Demokrasinin önündeki barajları, hukuksuzluğun önündeki, adaletin önündeki barajları da bir bir yıkacağımızın kelamını bir kere daha veriyoruz.
KÜRT HALKININ BİRLİKTELİĞİNİ GÜÇLENDİRECEĞİZ: HDP’siz bir siyaset, HDP’siz bir parlamento, HDP’siz bir Türkiye hayalleri kurmaya devam etsinler. Ve bu hesapları yapanlara şunu söylüyoruz; kendinizi siyaset çöplüğünden şimdiden yer ayırın. Zira gideceğiniz yer siyaset çöplüğüdür. Bundan da kimsenin kuşkusu olmasın. Yalnızca o çöplüğe iktidar değil, irademizi gasp eden kayyumları da tıpkı çöplüğe atacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. O çöplüğe Selahattin Demirtaş’ı, Figen Yüksekdağ’ı, Gülten Kışanak’ı Aysel Tuğluk’u, İdris Baluken’i, Sebahat Tuncel’i, Ayla Akat Ata’yı 5 yıldır cezaevinde tutan iradeyi de, Ankara’da ki iradeyi de o çöplüğe atacağımızdan hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Arkadaşlarımızın 5 yıldır haksız ve hukuksuz bir halde cezaevlerinde tutulan yoldaşlarımızın özgür olmalarına ve tahliye olmalarına daima birlikte katkı olmak için çabamızı büyüteceğiz, ittifakımızı güçlendireceğiz. Kürt halkının birlikteliğini güçlendireceğiz. Türkiye halklarının uğraş iştirakini birlikte büyüteceğiz. Ve bu gayret ile cezaevlerindeki arkadaşlarımızı özgürlüğüne kavuşmasını daima birlikte sağlayacağız. (HABER MERKEZİ)
