Batuhan Dedde nin tabiriyle yeni şiyir kitabı ‘Yazık Yenilenlere’ Simurg Arka Yayınları etiketiyle raflarda yerini Beylikdüzü escort aldı Kitap dünyaya paslı bir pencereden bakan şiirlerle hayata teğet geçen kentli varoluşu odağına almakta
Şairlerin egosu yüksek kibirli beşerler olduğundan bahsedilir çokça En azından türlü edebi mahfillerde birçok şairin Beylikdüzü escort bayan kibriyle alakalı lakin gerçek lakin yanlış anıları çokça dinledim Aklıma kibir deyince birincinin kelamlarını Levh i Mahfuz dan aldığını söyleyen Nef î nin öbür şairlerin yazdıklarını dükkançe i sahaf a Escort Beylikdüzü benzettiği gazel gelir Osmanlı devrinde ilhamını direkt Allah tan aldığını söyleyecek kadar gözü kara olması ve idamına giden süreç zati herkesin malumu Öbür bir örnek Yahya Kemal in çakırkeyif geldiği bir içki meclisinde şiir tartışan gençlere şiirin onunla bittiğini söyleyip orada bulunanları nesre yönlendirmesidir Örnekler sayısız olsa da şiirin en kadim tıp olması kutsal kitapların mitolojik metinlerin şiirsel yapısı göz önünde bulundurulduğu vakit şiir öbür edebi tiplerin ortasında farklı bir yerde konumlanmıştır Öbür bir sözle şiire kutsallık ve ilham atfedildiği için şairler kendilerini büyük görmeye meyletmiş peygamberlik hatta rablik abasını sırtlarına geçirmekten çekinmemişlerdir Kibir problemine dönersek kastım her şairin ya da her şiirin kibirli olduğunu söylemekten fazla kibirsiz şairin ve şiirin görece az olduğunun altını çizmek Bu minvalde Batuhan Dedde nin kendi yazdıklarına y harfi ekleyerek şiyir demesi ve kendini şayir olarak nitelemesi kıymetli bir nokta zira tekrar eski gelenekten örnek verirsek tevazu sahibi şairler kendilerini müteşair olarak nitelerlerdi lakin bunda bile ince bir kibir sezilirdi Tüm bunlardan hareket edersek Dedde nin şiyir yazdığını lisana getirmesi poetikasına dair daha en başta kimi dikkatler sunabilir okura Birincinin şiirinin daima bir tekâmül içerisinde olduğu ikincisi de abartıyla kibirle hatta kutsallıkla yakından ilgisi olan şairaneliğe karşı durduğu Lenin den bir epigrafla İnsan gerçek dostlarını felaket anında tanır Mağlubiyet yılları uygun bir okuldur diye başlayan son kitabı ‘Yazık Yenilenlere’yi bu iki varsayımı göz arkası etmeden okumayı tercih ettim Gerçekten sahiden de şairanelikten uzakta bir üslubu var Dedde nin Fazla imgelem yok abartı yok süslü sözlerden sakınan bir kalem var karşımızda Üstelik şairaneliği kırma noktasında pek çok şairin üstesinden gelemediği bir pürüzü aşmayı başarmış metinler mevcut Şiiri edata boğma pürüzü
Bir kentte ikamet ediyorum ve gencim
Taş binalar asfalt yollar
Kadınlar adamlar çarpık kentleşme
Dar sokaklar inhisar bayileri
Ve bitmeyen her şeyin trafiği
Yaşamak değil bu
Yazık Yenilenlere Batuhan Dedde 40 syf Simurg Arka Yayınları 2022
Böylece yapay bir lisan inşasından şairanelikten edat kullanımından kaçarak mümkün olduğunca sade lakin bu sadelik içerisinde kendini çıplak sunmayan metinler okuyoruz Yeniden bu doğrultuda üstte kabaca temas ettiğim şiir kibir şiir kutsallık münasebetini bozmaya uğraşarak şiiri bütün sıfatlarından unvanlarından arındırarak paranteze alan bir üslubu var Dedde nin
yorgun tavsiyeler arıyorum kutsal kitaplarınızdan
Yüzüyorum pirlerin kan ırmaklarında
Bir ayet üzerinde çalışıyorum
Ortasında bir yerlerde
Dünya size klozet değildir diye uyarıyor
Uyarılıyorsunuz uyarılıyorum uyarılıyorlar
Böylelikle Dedde metinlerinde yapısökümcü bir damar olduğu şiiri kılınmış eylenmiş bir oburu için varlık olarak görmekten çok şiiri kendinde var olan bir fenomen olarak gördüğü sezinlenebilir Bu damıtma süreciyle birlikte bizi genç bir jenerasyonun maruz kaldığı karamsar ve her veçhesiyle zalim bir moderniteye götürmekte Betonarme bir kent inhisar bayileri karanlık karamsarlık kan cinayet alkol vefat hiçlik sarhoşluk üzere ögeler bu modernite yapbozunu tamamlıyor Yer ise oda sokak mezarlık üçgeninde kurulmuş genelde Bu üçgen içerisinde ölmek isteyip de ölememe hali hâkim zira beşere fazla gelen bir acıyı deneyim etmeden ölmek istemeyen ama bunu da Sisifos edasıyla alaya almaktan çekinmeyen bir ruh haleti var genelde
Kendimi tamamlayacak
Bir şeye benziyorum aslında
Ama yaşadım işte
Maksat muhabbet olsun
Nitekim Sisifos rablerin ona verdiği cezayı kabullenerek sürüklediği kayayı bırakıp onun altında kalarak intihar etmemeyi tercih eden uyumsuz bir varoluşçu örnektir Daima birebir cezaya maruz kalarak ıstırap çekerek ilahların cezasının ne kadar absürt olduğunu kendi var olmaklığıyla somutlaştırarak özgürleştirir kendini Öteki bir deyişle kutsalı nefes aldığı surece yıkar Bu doğrultuda Dedde nin bir şiirinde geçen Peygamber değilim ancak olabilirdim mısraı Sisifos varoluşçuluğuna paralel düşünülebilir ancak tek farkla Camus Sisifos u her vakit keyifli olarak tasvir etmek gerektiğinin altını çizerken Dedde nin mısralarındaki Sisifosçu iklim mutsuz fakat direnen bir şahsiyeti çağrıştırır Öte yandan tekrar bu mısra kutsallık ve şiir kutsal bağına bir başkaldırı üzere gözükmektedir Alışılmış bu tersten de okunabilir Şiiri kutsallaştırdığı varsayılan her pahası yıkarak salt şiiri kutsal kılma eforu Metinlerin bu biçim bir çift okumaya elverişli olması yapısökümcü üslubun mihenk taşı olsa gerek zira birden çok mana bir yandan da anlamsızlığa denk düşer Lakin şiir lisanındaki bu anlamsızlık idrakin ötesindeki gösterilemeyene geçmekten fazla idrakin sonundaki sezinlemeye temas eder Esasen kelam konusu çağdaş şiir olunca tespitten değil yorumdan bahsedilebilir Şiirin bedel ölçütleri epey müphem bir bahis olsa da yorum çokluğunun şiire düzey kazandırdığının altını çizmeli
Bu özellikleriyle ‘Yazık Yenilenlere’ kutsalın bütün tariflerini bütün açımlamalarını amaç alan hayata pamuk ipliğiyle veyahut Demokles in kılıcıyla bağlı olan metinler barındıran bir kitap olarak karşımıza çıkmakta Yazının başındaki varsayımlara dönmek gerekirse metinlerdeki ölememe halini süregiden bir tekâmül olarak görürsek Dedde şiyirlerinin de bundan nasibini aldığı ölmekle yaşamak ortasındaki müphem çizgide acıyı deneyim etme bir cins direnme hareketiyle var oldukları söylenebilir İkinci olarak da sözlerin fonetik uyumlarının ve çağrışımlarının mütenasip kullanımı dışında şairaneliğe yer verilmemesi küfrün şiire dahil edilmesi şiirin bir fenomen olarak ele alınmasının sonucu olarak düşünülebilir
Artık konutta değilim Sarhoşum Cebimde yüz lira var Bir bilet alıyorum uzak bir kente Cebimde kırk lira kalıyor Yoldayım Mezarlığa yakın oteller bakıyorum Oraya gömdüreceğim kendimi de Ancak nedense bir müddet daha tadına bakmak istiyorum bu acının
