UYGUN Parti Genel Lideri Meral Akşener, partisinin TBMM Küme Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ekonomik krizin gün geçtikçe derinleştiğine dikkat çekerek, hükümetin toplumla bağının kalmadığını söyledi. Maliyeti 687 lira olarak hesaplanan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Yatarken manda yoğurdu, Medine hurması, kestane balı ve yulaf ezmesi yerim. Şifa” öğüdünü hatırlatan Akşener, Fransa Kraliçesi Marie Antoinette’e atfedilen “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” kelamına atıfla “Pasta yiyin diyecekler dedim aha da dediler” yorumunda bulundu.
İYİ Parti Genel Lideri Akşener’in konuşmasının satır başları şöyle:
BAY KRİZ 2007’DEKİ VAATLERİNİ YİNE VAAT EDİYOR: AK Parti iktidarının ve Nebati bakanın ışıltılı gözler ve işbilmezliğin getirdiği bir garip özgüvenle ‘şubattan daha yeterli olacak’ dedikleri mart ayını geride bırakıyoruz. Artırımları, geçim darlığını, işsizliği, toprağına küsen çiftçilerimizin kederlerini bir türlü geride bırakamıyoruz. Maaşlar erimeye, paramız kıymet kaybetmeye motamot devam ediyor. Bay kriz ise 2007-2011-2015 hatta 2019 seçimlerinde vaatlerini yine vaat edip açılışı yıllar evvel yapılmış tesisleri tekrar açarak kendini kelamda icraat şovlarıyla oyalıyor.
NEREDE O 5 MAAŞ ALANLAR DİYEMİYORLAR: Emeklilerimizin, memurlarımızın, esnafımızın sıkıntısı bay krizin gündemine bir türlü gelemiyor. AK Parti’nin liyakatsiz takımları 3-5-10 maaş alarak saraydaki sefalarına motamot sürdürüyor. Memleketin gençleri KPSS’den yüksek alıp dayısı olmadığı için mülakatta elenirken bay krizin ehil takımları gördükleri her bakamın, buldukları her maaşın üzerine çekirge sürüsü üzere çöküyor. Bu arkadaşların ağızlarını bıçak açmıyor. Bize her hususta palavra yanlış laf yetiştirmeye çalışıyorlar ancak bu bahse gelince nedense tek bir iktidar mensubu çıkıp ‘Nerede o beş maaş alanlar, gösterin bakalım’ diyemiyor. Zira yaptıkları adaletsizliği, haksızlığı en uygun onlar biliyor.
BİR BAKAN YARDIMCISI NEDEN 3 FARKLI YERDEN MAAŞLA AYDA 314 BİN LİRAYI CEBE İNDİRİR?: Sizce bir bakan yardımcısı neden üç farklı yerden maaş alır? Bir bakan yardımcısı hangi vicdanla ayda 314 bin lira maaşı cebe indirir? Bu iktidarın tek bir atanmışı nasıl olur 75 minimum ücretlinin maaşını tek başına alabilir?
AKSIRINCAYA, TIKSIRINCAYA, ÇATLAYINCAYA KADAR YİYORLAR: Yoklukla gayret ederken işi kelamım ona milletine hizmet etmek olan bir insan nasıl olur da bakanlıktan maaş, bankadan idare şurası üyeliği maaşı ve yeniden tıpkı bankadan huzur hakkı alıp milletin cebinden çıkan paraları çatır çatır yiyebilir? Bu türlü bir vicdansızlık olabilir mi? O sandık hiç gelmeyecekmiş üzere yiyorlar. Aksırıncıya, tıksırıncıya, çatlayıncaya kadar yiyorlar.
HERŞEYOLOJİ PROFESÖRÜ: Bay kriz utanmadan çıkıp vatandaşa sağlıklı hayat tavsiyeleri veriyor. Yani inanılmaz. İzlediniz muhtemelen meşhur manda yoğurdunu, inanılmaz. Geçen hafta demiştim ‘Pasta yiyin diyecekler’ diye. Ahanda dedi. ‘Herşeyoloji’ profesörü sayın Erdoğan her şeyden bir kibrit kutusu kadar anlar fakat kendini her şeyin uzmanı görür. Gün gelir iktisat literatürüne katkı sağlar, gün gelir tabiplere hekimlik öğretir fakat ben Aylin Mert’i tanıyorsam çarpar. Aslan beyefendi de pek üzücü değildir bu konuda. Gerçekten bu arkadaşımız yani bay kriz son olarak hayat koçluğuna soyundu. Memlekette ne kadar diyetisten varsa an itibariyle panikte. Geceleri manda yoğurdunu kestane balı, Medine hurması ve yulafla karıştırıp yiyecekmişiz. Hem de yatmadan evvel ha, bütün diyet kuralları alt üst. Zira şifaymış.
BU ŞİFA MİNİMUM ÜCRETLİNİN HANESİNE NASIL GİRECEK: Manda yoğurdunun kilosu 70 lira. 700 gramlık Medine hurması 205 lira, kestane balı 250 lira, yulaf ezmesinin yarım kilosu 15 lira. Neymiş şifaymış. Bu şifa bir taban ücretlinin hanesine nasıl girecek? Sayın Erdoğan biliyorum senin fesli meczuptan öğrendiğin son derece tarih birikiminde bulunmaz lakin birileri sana anlatsın. Bilge Kağan der ki ‘Türk budunu ben işimi hakikat yaptım. Az budunu çoğalttım, çıplakları giydirdim, fakir budunu bay kıldım’ der. Devletin başının asıl işi vatandaşını refah içinde yaşatmaktır bay kriz. Haydi bizim ikazlarımızı dikkate almıyorsun anladık bari tarihimize kulak ver. Senin işin gece yatmadan evvel milletimize yemek için tavsiyelerde bulunmak için değil milletimizin istediğini yiyip yatağa da karnı tok girmesini sağlamaktır. Millete şifa formülleri anlatmayı bırak. Ayıptır, günahtır.
AK PARTİ İSRAF ŞENLİĞİ: Klasik AK Parti İsraf Şenliği sürüyor. Milletin bütçesinden sınırsız bütçeleri, bol maaşları rahat rahat harcamaya devam ediyorlar. Zira hala ‘ceketimi assam seçilirim’ havasındalar. Hala ülkeyi şahsi şirketleri bu büyük milleti de marabaları sanıyorlar. Masraf ayak sergiledikleri bu genişlik, rahatlık işte bundan.
GERÇEKLERLE YÜZLEŞECEKLERİ GÜNE AZ KALDI: Varsın onlar sarfiyat ayak yemeye, çalıp oynamaya devam etsinler. İktidar sarhoşluğunun biteceği, gerçeklerle yüzleşecekleri o kutlu vakit yaklaşıyor. Bu milletin de bu ülkenin de gerçek sahibinin millet olduğunu anlayacakları sandıkta milletimizin elinden yiyecekleri okkalı tokatla sarsılacakları o kutlu güne çok az kaldı. Huzurlu bir Türkiye’ye uyanmaya çok az kaldı.
YARGI BAĞIMSIZ OLSAYDI BU KADAR YOLSUZLUK YAPILABİLİR MİYDİ?: Ferdî çıkarlarınız için değil milletin çıkarları için misyona talip olursunuz. O misyona geldiğinizde de parti ceketini çıkarır, devlet insanı ceketini giyersiniz. Milletin tamamına hizmet etmek için çalışırsınız. İşte bu kadar kolay. Buradan bay kriz ve arkadaşlarının başımıza bela ettiği bu ucube sistemi inatla savunanlara sormak istiyorum. Şayet bugün Türkiye’de yargı bağımsız olsaydı bu kadar yolsuzluk yapabilir miydi?
6 PARTİ OLARAK ÇOK KIYMETLİ BİR ADIM ATTIK: Biz, kurumsal ve fikri farklılıklarımıza karşın 6 siyasi parti olarak bu yolda çok değerli bir adım attık. Geçtiğimiz hafta sonu bir ortaya gelerek hem parlamenter sisteme geçiş sürecinin ayrıntılarını hem de ülkemizde yaşanan yeni meseleleri istişare ettik. Görüyoruz ki bu tablo Cumhur İttifakı bileşenlerinin canını çok sıkıyor. Şimdiye kadar yürüttükleri kutuplaştırma siyasetleri bozuldu. Zira rahatları bozuldu. O rahatlar daha çok bozulacak.
BU DAHA BAŞLANGIÇ, O RAHATLAR DAHA ÇOK BOZULACAK: Şimdiden uyarmak istiyorum. Bu daha başlangıç o rahatlar daha çok bozulacak. Biz ne vakit buluşsak iktidar cephesinden biri hoplayıveriyor. Biz asıl sorun sistemdir dedikçe ‘Adayınız kim’ diyorlar. Tekraren söyledim adayımız Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. Cumhurbaşkanıdır. Biz yeni bir tek adam belirlemek için bir ortaya gelmedik, gelmiyoruz. Biz Türkiye’yi bu ucube sistemden kurtarmak için bir ortaya geldik. Türkiye’nin şahıslara değil Kuvvetler Ayrılığına dayalı bir hukuk sistemine muhtaçlığı var. Türk Milleti’nin kurtarıcıya muhtaçlığı yok. Türk Milletinin ivedilikle bu ucube sistemden kurtulmaya muhtaçlığı var. Türkiye bu ucube sistemle daha fazla yönetilemez.
ONLAR MASANIN ÖRTÜSÜYLE BİZ MİLLETİN SIKINTILARIYLA UĞRAŞIYORUZ: Kim başa gelirse gelsin işleyen bir sistem kurmaktır. Bu tartışma kim aday olacak tartışmasından çok daha kıymetlidir. Biz 6 parti olarak Türkiye’nin bu muhtaçlığını görüyoruz. O nedenle Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem diyoruz. Onlar masanın formuyla, altıyla, üstüyle, örtüsüyle, bacaklarıyla uğraşıyor biz milletimizin problemleriyle uğraşıyoruz. Makulde buluşarak, milletimizin meşakkatlerini konuşmaya devam edeceğiz.
