Parasal sıkılaşma adımlarının tesiriyle dünya genelinde siyaset faizleri son yılların en yükseğine çıkarken, devam eden enflasyon kaygıları de tahvil piyasalarında satış baskısını artırdı.
Orta Doğu’da devam eden çatışmalar ve tansiyonun daha geniş çevrelere yayılma ihtimaline rağmen tahvil faizleri yükseliş eğilimini sürdürdü.
Analistler, tahvil faizleri ile tahvil fiyatlarının aykırı tarafta hareket ettiğini hatırlatarak, yükselen tahvil faizinin aslında “tahvilin fiyatının düştüğü ve tahvil satışlarının arttığı” manasına geldiğini bildirdi.
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) siyaset faizini beklenenden daha uzun müddet bu düzeylerde tutabileceği tasası kelam konusu baskıyı desteklerken, ülkede ekonomik aktivitenin istenilen seviyede yavaşlamadığını gösteren makroekonomik bilgiler de bu seyirde değerli rol oynadı.
TAHVİL FAİZLERİ REKOR KIRDI
ABD’nin 10 yıllık tahvil faizi, geçen hafta yaklaşık 30 baz puan yükselişle 17 Temmuz 2007’den bu yana en yüksek haftalık kapanışını gerçekleştirirken, yeni haftanın birinci süreç gününde de yaklaşık 6 puan artarak yüzde 4,99’a çıktı.
Almanya’nın 10 yıllık tahvil faizi yüzde 2,94 ile son 12 yılın, İngiltere’nin 10 yıllık tahvil faizi de yüzde 4,68 ile son 15 yılın tepesine yakın seyrediyor.
Fransa’nın 10 yıllık tahvil faizi yüzde 3,56 ile son 12 yılın, İtalya’nın 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,93 ve Japonya’nın 10 yıllık tahvil faizi yüzde 0,87 ile son 10 yılın en yükseğinde bulunuyor.
Özellikle ABD’de güçlü enflasyon telaşlarının devam etmesi ve makroekonomik dataların iktisadın hala sıcak kalmayı sürdürdüğünü göstermesine dikkati çeken analistler, bu durumun tahvil piyasalarındaki satış baskısının en önemli sebebi pozisyonunda olduğunu bildirdi.
Analistler, para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed’in gelecek 3 toplantıda büyük ihtimalle siyaset faizini sabit bırakacağının öngörüldüğünü, buna karşın Fed Başkanı Jerome Powell’ın, geçen hafta gerekmesi halinde faiz oranlarını tekrar artırabileceğine yönelik açıklamalarının, yatırımcıları temkinli olmaya yönlendirdiğini kaydetti.
ABD başta olmak üzere birçok ülkenin, yaklaşan tahvil ihaleleri olduğunu da hatırlatan analistler, tahvil arzındaki artışa rağmen merkez bankalarının gelişmiş ülkelerde tahvil talebi yükünü çektiğini ve bu durumun tahvil faizleri üzerindeki tesirinin sonlu olduğunu söyledi.
BORSAYI DA ETKİLEDİ
Tahvil faizlerinin yükseliş eğilimi, global piyasalarda yatırımcıların karar alma süreçlerini kıymetli derecede etkilerken, bu durum hisse piyasalarında oynaklığın artmasına neden oluyor.
Yatırımcıların yüzde 5 düzeylerine kadar yükselen tahvil getirileri karşısında risk algılarının devreye girdiğini aktaran analistler, bu düzeylerdeki getirilerin, kimi yatırımcıları tahvil alımına yöneltmesi nedeniyle hisse piyasalarında satış baskısının arttığını tabir etti.
Analistler, yükselen tahvil faizlerinin, şirketlerin fonlama maliyetlerini de artırdığını ve şirketlerin karlılığını olumsuz etkileyebileceği telaşıyla hisse piyasalarındaki düşüş eğiliminde kıymetli rol oynadığını vurguladı.
Söz konusu gelişmelerle Avrupa hisse piyasalarında karışık bir seyir öne çıkarken, ABD’de endeks vadeli süreç kontraları yaklaşık yüzde 0,3 satıcılı seyrediyor. (AA)
