Antik kentin yanı başına ‘dinamitli’ taş ocağı projesi

Perperene Antik Kenti’ne bir kilometre arada olan proje, 6 milyon 791 bin TL’ye mal olacak. Yılda 51 bin 840 ton granit elde edilmesi planlanan proje alanı, İzmir-Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Etraf Sistemi Planı’na nazaran tarım alanları içerisinde yer alıyor. 4 bine yakın ağacın kesilmesi planlanan proje alanı tıpkı vakitte Madra Barajı Uzun Aralı Müdafaa Alanı içerisinde. Bu durum ÇED evrakında, “ÇED Alanı yaklaşık 963 metre arasında ve kuzey istikametinde, yaklaşık 1,09 kilometre uzaklığında ve güney tarafında, yaklaşık 6,24 kilometre arasında ve doğu istikametinde Madra Çayı’nın kolları yer almaktadır” diye belirtildi.

KONUTA 145 METRE ARADA DİNAMİTLİ PATLATMA

Dinamitli patlatma faaliyeti de yapılacağı belirtilen projede, proje alanına en yakın konut ise 145 metre arada Okçular Mahallesi’nde yer alıyor. Üstelik ayda 2 kere patlatma süreci gerçekleştirilerek tıpkı anda 20 dinamit patlatılacak proje, Türkiye Zelzele Bölgeleri haritasına nazaran 1’inci Derece Sarsıntı Bölgesi’nde.

CHP’Lİ BEKO SORU ÖNERGESİ VERDİ

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, mevzu ile ilgili Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’na soru önergesi verdi. Patlamalı granit ocağının etraf için adeta bir bombadan farksız olduğunu vurgulayan Beko, “Bölge halkının karşı çıktığı patlatmalı granit ocağı projesi ile Perperene Antik Kenti’ne bir kilometre uzaklıkta çoğunluğu fıstık çamı olan 4 bin ağacın kesileceği, bölgenin ziyan göreceği ve patlatma kaynaklı titreşimlerin ise birinci derece arkeolojik sit alanını tahrip edeceği vurgulanmaktadır. Bergama’nın akciğerleri olan ormanların altın ve taş ocakları madenleriyle yok edilmesi sizin vicdanınızı sızlatmıyor mu? Bu ranta dur demek zorundasınız” dedi.

‘OKÇULAR ŞİRKETLERE PEŞKEŞ ÇEKİLEREK TALAN EDİLMEK İSTENİYOR’

Okçular Mahallesi’nde yaşayan Meral Yıldırım, yaklaşık 40 yıldır bölgedeki taş ocağı projelerine karşı direnen isimlerden sadece biri. Kelam konusu projenin bölgeye vereceği ziyanları anlatan Yıldırım, Okçular Köyü ve tabiatının şirketlere peşkeş çekilerek talan edilmek istendiğini söyledi.

Şirketlerin bölge halkını, iş ve istihdam vaadiyle kandırmaya çalıştığını belirten Yıldırım, tarım toprakları ve tabiatın yok oluşunun geri dönüşü olmadığını vurguladı. Projenin sonuna kadar karşısında olduğunu söyleyen Yıldırım, bölge halkının da bu hususta daha fazla bilinçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Yıldırım, “Para kaynağı olarak görüyorlar fakat bu işin geri dönüşü yok. Tabiatın ve tarım alanlarımızın katledilmesi kelam konusu. Bir bağ da tarım alanıdır. Bu proje yapılırsa bütün bağlar masraf. Burada bir şey kalmaz. Burada hayatımıza ve tabiatımıza sahip çıkıyoruz” dedi.

‘NORMAL BİR ÜLKEDE OLSA PROJE GERİ ÇEKİLİRDİ FAKAT…’

Bergama Etraf Platformu’ndan Erol Pürüz, halkı bilgilendirme toplantısının yapıldığı periyotta yaşananları hatırlatarak, firma yetkilileri köye geldiğinde köylülerin projeye karşı çıkışını anlattı. Bölge halkının toplantıyı yaptırmadığını ve gerekli tutanakların tutulduğunu belirten Mani, “Projeyi istemediğimize dair beyanda bulunduk. Köy halkının bu projeyi istemediği tutanak altına da alındı. Ortak irademizi ortaya koyduk. Olağan bir ülkede olsaydı Etraf Bakanlığı bu tutanağa baktığında yöre beşerinin bu projeyi istemediğine kanaat getirir ve projeyi geri çekerdi. Lakin Etraf Bakanlığı buna karşın bu süreci devam ettirdi ve artık kesin kararını vermek üzere İDK toplantısı yapılacak” diye konuştu.

‘BU ÜLKENİN ORMANLARI, TARIM ALANLARI SİYASİ İKTİDARLARIN PARA DEPOSU MU?’

Yörenin yıllardır taş ocağı ile çaba ettiğini söyleyen Mani, gerisi arkası kesilmeyen projelere de reaksiyon gösterdi. Mani, “Burada yöre beşerinin daha ne yapması gerekiyor? Bu beşerler kendilerini mi yaksınlar parçalasınlar mı? Bu köyde zati 7 tane taş ocağı var. Bunların yaratmış olduğu bir kümülatif tesir var. Köylerde beşerler uyku uyuyamıyor. Biri patlatıyor, o bitmeden oburu başlıyor. Hava saçılan partiküller etrafa yayılıyor. Beşerler nefes alamayacak hale gelmiş durumdalar. Bu kadar kendi yurttaşına, köylüsüne zulmeden bir anlayış olur mu? Bu ülkenin ormanları, tarım alanları siyasi iktidarların para deposu mu?” dedi.

‘İNSANLAR ZATİ ÇARESİZ’

Projeye onay çıktığı takdirde gerekli hukuksal teşebbüslerde bulunmaya hazır olduklarını da belirten Mani, son olarak şunları söyledi:

“Yetkilileri yöre beşerinin, bizlerin sesine kulak vermeye davet ediyorum. Yöre beşerinin tarımına katkı sunamıyorsunuz bari ömür alanlarına dokunmayın. Beşerler esasen çaresiz. Bunun üzerine bir de hayat alanlarını yok ederek, bir avuç sermaye için milyonları açlığa mahkûm ediyorlar. Bunu insanımız da tabiat da affetmeyecek. Bir an evvel yanlış adımdan geri dönülmelidir. Sermayenin sesi değil, yöre halkının vicdanının sesine kulak vermelerini istiyoruz.”