Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Vilayet Başkanlığının düzenlediği iftar programında konuştu.
CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun son küme toplantısı konuşmasına değinen Erdoğan, “Bay Kemal son küme konuşmasında söylediği iki başlıkla nihayet baklayı ağzından çıkardı. Birinci iletisi ya bana katılın ya yolumdan çekilin kelamlarıyla verdi. Böylelikle bu zat partisinin genlerinde var olan faşist yüzünü hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya koymuş oldu” tabirlerini kullandı.
“Tabii ikinci bildirisi daha önemliydi” diyen Erdoğan, “Kılıçdaroğlu hengame etmek için geldiğini kendi ağzıyla söyledi. Arbede lafının önüne ardında taktığı ve bu kavramla izahı olmayan zırvalar asıl niyetini gizlemeye yetmiyor. Gerçi haklarını da yememek lazım. Bu zatın ve temsilcisi olduğu zihniyetin hayatı evvelden beri daima arbedeyle geçmiştir” halinde konuştu.
Gezi Parkı aksiyonlarıyla ilgili davada iş insanı Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verilmesinin akabinde Türkiye’nin Berlin Büyükelçisi’nin Almanya Dışişleri Bakanlığına çağrıldığını hatırlatan Erdoğan, “Karşılıksız mı kaldı? Hayır. Anında onların büyükelçisini de Dışişleri Bakanlığımıza çağırdık. Hesabı da yanı biçimde Dışişlerimiz de onlardan sordu” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından başlıklar şu halde:
MİLLET BUGÜNKÜ DÜŞÜNCELERİ AK PARTİ’NİN ÇÖZECEĞİNİ BİLİYOR: Seçimlerdeki başarılarımızı geceli gündüzlü çalışarak, eğitimden sıhhate, güvenlikten toplumsal dayanaklara, ulaşımdan güce her alanda ülkemize kazandırdığımız yapıtlara borçluyuz. Milletimiz bugün yaşadığı zahmetleri çözebilecek bu donanıma, iradeye, kabiliyete, kapasiteye sahip tek partinin AK Parti olduğunu biliyor. Bize düşen yalnızca bu inanca layık olacak çabası ortaya koymaktır.
MİLLETİMİZİN SİNESİNİ BOŞ BIRAKIRSAK BİRİLERİ DOLDURUR: Şayet biz sokakları, haneleri, milletimizin sinesini boş bırakırsak, gelir birileri palavralarıyla, iftiralarıyla, hezeyanlarıyla, riyakarlıklarıyla orayı doldurur. Şu anda arkadaşlarımın verdiği bilgiye dayalı söylüyorum, hamdolsun bu iftar sofrasında 10 bin kardeşimiz bir ortaya gelmiş durumda.
İSTANBUL’UN BAHTINI EVVEL BİZ DEĞİŞTİRDİK: İstanbul’da 1994 yılında yaktığımız meşaleyle evvel bu kentin mukadderatını biz değiştirdik. Akabinde 2002 yılında AK Parti’nin iktidara gelmesiyle bu aydınlığı tüm Türkiye’ye yaydık. Geçmişte ülkemizin hak ettiği gelişmişlik, milletimizin hak ettiği refah, devletimizin hak ettiği güç düzeyine ulaşmasının önünde hangi maniler varsa hepsini de yıkıp geçtik.
BAY KEMAL’İN DEDİĞİNE BAKMAYIN: Bugün birçok alanda dünyanın en gelişmiş devletlerini geride bırakan bir ülkede yaşar hale geldik. Bay Kemal’in dediğine bakmayın. O CHP’nin iktidarları periyodunda karanlık bir Türkiye’yi yaşıyorduk. Artık ise zihinsel bir karanlığı yaşayan Bay Kemal, zannediyor ki bütün karanlık dünyasını bu millet yutacak. Artık bu millet bunları yutmuyor. Artık akıllı sayaçların çalıştığı bir Türkiye’de olduğumuzu da bilmiyor. Ve bu akıllı sayaçlarla kim karanlıkta kim aydınlıkta bundan da bihaber.
AK PARTİ’NİN SORUNU ANLATMAKTA YETERSİZ KALMAMIZ: AK Parti’nin sorunu diğerlerinin yapmadıklarının bile gürültüsüyle dünyayı doldururken bizim yaptıklarımızı stratejik ve pratik boyutlarıyla anlatmakta yetersiz kalmamızdır. İnşallah bayramdan itibaren kardeşlik ve kucaklaşma seferberliğini daima daha ileriye taşıyarak bu eksiğimizi tamamlayacağız.
BAY KEMAL FAŞİST YÜZÜNÜ ORTAYA KOYDU: Biz bugüne kadar yaptıklarımızı söylüyoruz. Biz ülkenin bugünkü sıkıntılarını da çözeceğimizi söylüyoruz. Biz eser, hizmet, vizyon diyoruz. Türkiye’yi amaçlarına ulaştıracağımızı söylüyoruz. Pekala karşımızdaki muhalefet ne söylüyor? Bay Kemal son küme konuşmasında söylediği iki başlıkla nihayet baklayı ağzından çıkardı. Birinci iletisi ya bana katılın ya yolumdan çekilin kelamlarıyla verdi. Böylelikle bu zat partisinin genlerinde var olan faşist yüzünü hiçbir kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya koymuş oldu. Bu zatın bugüne kadar sergilediği demokrat ve özgürlükçü halin baştan sona palavra olduğu, riyakarlıktan öteki bir şey yapmadığı ortaya çıktı.
GERİSİNİ ORTAKLARI DÜŞÜNSÜN: Hani bu zat yıllardır tek adam deyip duruyordu ya, oysaki aslında kendi hayalini anlatıyormuş. Varsın artık gerisini kendi partisindeki yoldaşları ve tıpkı masa etrafına dizdiği ortakları düşünsün.
İKİNCİ BİLDİRİSİ DAHA KIYMETLİYDİ: Tabii ikinci bildirisi daha değerliydi. Kılıçdaroğlu hengame etmek için geldiğini kendi ağzıyla söyledi. Hengame lafının önüne ardında taktığı ve bu kavramla izahı olmayan zırvalar asıl niyetini gizlemeye yetmiyor. Gerçi haklarını da yememek lazım. Bu zatın ve temsilcisi olduğu zihniyetin hayatı evvelden beri daima arbedeyle geçmiştir. Bunlar tek parti periyodunda milletimizin inancıyla, tarihiyle, kültürüyle arbede etmiştir.
MİLLETİ HAYAT PAHALILIĞINA KARŞI KORUMAK İÇİN UĞRAŞIYORUZ: Bu güruhun tek kaygısı hengame etmek, tek sıkıntısı kendilerinden öteki herkesi saf dışı bırakmaktır. Herkes kendine yakışanı, fıtratında olanı, kalbinde yaşattığını yapar. Biz her gün milletimizi, hepimizin canını yakan hayat pahalılığına karşı korumak için uğraşıyoruz. Her gün ülkemizi Rusya-Ukrayna savaşının tesirlerinden uzak tutmak için uğraşıyoruz.
GERÇEK ÇEVRECİ BİZİZ: Bunlar tek sıkıntısı ülkenin yakın tarihindeki en büyük ihanetlerinden biri olan Gezi’yi savunuyor. Bunlar Gezici. Bunların etraf, gençlik diye bir anlayışı yok. Bu bizim anlayışımız. Milyonlarca ağaçları, fidanları caddelerin kenarlarına ve caddelerin ortalarına biz diktik, dikiyoruz, dikmeye devam edeceğiz. Gerçek çevreci biziz. Son Antalya, Muğla, buralardaki yangınlarda da gördük. Bu yangınlardan sonra tutumlarını da gördük. Buralardaki belediyeler kime aitti? CHP’ye aitti. Bu belediyelerin Antalya’da, Muğla’da dikili ağaçları var mı? Yok. Tekrar biz yapacağız.
İBB, PKK’YI BELEDİYEYE DOLDURUYOR: Bunların tek kederi ülkenin yakın tarihindeki bir büyük ihanet olan 15 Temmuz’un fail, FETÖ’cüleri yine devlete doldurmak. PKK’yı İstanbul Büyükşehir Belediyesi, belediyeye doldurma uğraşı içerisinde ve dolduruyor. Bunların da hesabını soracağız.
KAVALA’NIN HESABINI DIŞİŞLERİMİZ SORDU: Bunların tek sıkıntısı Avrupa’ya, Amerika’ya tatlı gözükmek için yabancı büyükelçilerden aldıkları talimatı yerine getirmek. Almanya’da bizim büyükelçimizi çağırıyorlar. Niçin? Türkiye’nin Soros’u olan Osman Kavala’dan ötürü. Karşılıksız mı kaldı? Hayır. Anında onların büyükelçisini de Dışişleri Bakanlığımıza çağırdık. Hesabı da yanı halde Dışişlerimiz de onlardan sordu. Bunların tek sıkıntısı ülkenin ve menfaatine yapılan hangi iş varsa onları engellemek. Daima sallanıp duran altılı masaları ayakta tutmak. (HABER MERKEZİ)
