CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, eşi Selvi Kılıçdaroğlu’yla birlikte dün akşam gençleri meskeninde ağırladığı anların görüntüsünü “Dün akşam gençler, Selvi Hanım ile beni ziyarete geldiler. Meskenimiz karanlıktı fakat gençlerin gücü Türkiye’yi aydınlatacak üzere görünüyor. Birlikte aydınlığa kavuşturacağız bu ülkeyi” notuyla paylaştı.
Uzun mühletler elektriği olmadan yaşayanlar olduğunu söyleyen Selvi Kılıçdaroğlu, “Düşünün bizim yalnızca bir hafta. Aylarca elektriği kesilenler var. Bir de onları düşünmek lazım. Kalabalık da değiliz biz, eşimle ben. Bir de küçük çocukları olanı düşünün. Onlar için çok daha zor” dedi.
Elektriklerinin kesilmesiyle 4 milyon abonenin sesinin duyulduğunu belirten Kemal Kılıçdaroğlu, “Yaklaşık 4 milyon abonenin sesinin duyulmasına yol açtı. Böylelikle geniş kitleler, ‘Evet, elektriği kesilen bir aile sanki nasıl geçiniyor, çocuklar ders çalışıyorlar mı? Çocuklar okula gidiyor, çocukların elbiseleri yıkanacak…’ Biz elektriği kesilen aileye giderken, tıpkı ailenin doğal gazının kesildiğini de öğrendik. O da var. Buna emsal, dramatik tablolar yaşanıyor ve bu dramatik tabloların yaşanması bizim kabul edeceğimiz bir şey değil. O nedenle direnmek zorundayız” diye konuştu.
“Benim annem birinci şey söyledi: Buzluktakiler ne olacak?” kelamlarına Selvi Kılıçdaroğlu, “Herkes onu sordu, herkesin de aklına o geldi sağ olsunlar” karşılığını verdi.
Bir gencin “Son küme toplantınızda ‘kavga edeceğiz’ telaffuzunda bulundunuz. Bu telaffuzun altında bilhassa ne yatıyor? Ne demek istediniz bunu söylerken aslında?” sorusu üzerine Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
HAKSIZLIKLARA KARŞI DİRENMEMİZ GEREKİYOR: Türkiye o denli bir noktaya geldi ki anayasa askıda, hukuk sistemi askıda, yargı siyasetin buyruğunda, adalet dediğiniz kavram neredeyse Türkiye’de yok oldu. O vakit bizim bütün bu haksızlıklara karşı direnmemiz gerekiyor. Beşli çeteler, uyuşturucu baronları, bunlar toplumun kanının emen keneler üzere.
UYUŞTURUCU BARONLARIYLA GEZİP FOTOĞRAF ÇEKTİRENLER VAR: Şimdi siz devletin en büyük işlerini adrese teslim ihale ediyorsanız, milyar dolarlar aktarıyorsanız… Milyar dolarlar bir şahsa gitmiyor aslında, onun beslediği artta siyaset aktörleri var. Siyasetin de kendi içinde çeteleri var. Onlar da beşli çeteden para alıyorlar. “Sana o ihaleyi verdim lakin parasız değil onun bir kısmını bana ver bakalım, beni finanse et” diyorlar. Uyuşturucu baronlarıyla kol kola gezip, fotoğraf çektirenler var. Hasebiyle bu türlü bir tablo içerisinde, gençleri bilhassa toplumun meselelerine sahip çıkmaları gerekiyor.
BU İDARE HALİ FELAKET GETİRİYOR: Bu idare biçimi Türkiye’ye felaket getiriyor ve bunu görüyoruz. En çok etkilenen kesim, aslında gençler. Gençler zira özgürlük istiyorlar, rahat yaşamak istiyorlar, fikirlerini özgürce söz etmek istiyorlar. Lakin bu türlü bir ortamda, dilek ettikleri özgürlük atmosferini bir türlü yakalayamıyorlar. Münasebetiyle sanki yurt dışına mı gitsem, yurt dışında daha mı keyifli olurum, yurt dışına gidiş arayışları başlıyor.
6 MİLYON 300 BİN GENÇ BİRİNCİ SEFER OY KULLANACAK: Yurtsever gençlerin, kendi ülkelerinde kalıp, bu çabayı vererek, kendi ülkelerinde demokrasiyi getirmeleri konusunda verdikleri gayretin sonucunu almaları lazım. Evet iktidarı, biz değiştirdik demeleri lazım. Bunu yapabiliriz. Zira 6 milyon 300 bin genç birinci sefer sandığa gidip oy kullanacak. 6 milyon 300 bin genç Türkiye’nin bahtını değiştirecek.
HİÇBİR YERDE RASTLANMADI BUNU SİZ YAPACAKSINIZ: Şu cümleyi çok sık tekrarlarım: Gençler dünya siyaset tarihine hoş bir armağan bırakmış olacaklar. Demokratik yollarla bir dikta idaresini sandıkta yendik diye. Hiçbir yerde rastlanmadı ve siz bunu yapacaksınız. Ben buna inanıyorum. O nedenle işi sağ-sol olayından büsbütün ayırıp, büsbütün demokrasiye, insan haklarına, niyet özgürlüğüne kilitlenip bunun üzerinden toplumu örgütlemeliyiz. Ve topluma, gerçekleri anlatmalıyız.
BU ARBEDE ORTAKLAŞTIĞIMIZ BİR ARBEDE OLMAK ZORUNDA: Herkesin meselelerine ilgi duyduğumuzu, problemleri çözmek için çaba ettiğimizi, kendi meselelerimizi çözmek için de ayrıyeten gayret ettiğimizi tabir etmeliyiz. Bunlar olduğu taktirde ben Türkiye’nin kısa mühlet içinde düzeleceğine inanıyorum. Artık bizim daima bir arada, toplumun her bölümü, aydın kısmı, sorumluluk hisseden her kesim ortak hareket etmesi lazım. Bu arbede ortaklaştığımız bir arbede olmak zorundadır. Adalet hengamesi, hak hengamesi, Türkiye’yi aydınlığa çıkarma arbedesi çok kıymetlidir. Birimiz karanlıktaysa, hiçbirimiz aydınlıkta değiliz. (HABER MERKEZİ)
