“Türkiye’de İklim Değişikliği ve Etraf Sıkıntıları Algısı 2021” araştırmasının sonuçları açıklandı. Anket çalışmasına nazaran Türkiye’de her dört bireyden üçü iklim krizinin insan faaliyetlerinin bir sonucu olduğunu düşünüyor. Vatandaşların yalnızca yüzde 25’inin Paris Muahedesi, yüzde 17’sinin ise Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon maksadına dair bilgisi var. Sonuçları kıymetlendiren KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “Ülkenin uzun müddettir ruhi ve zihni ambargosunun tesirinde olduğu iktidar yandaşlığı ve aksiliğine dayanan kutuplaşmanın iklim değişikliğinin sonuçları konusunda da tesirini görüyoruz” dedi.
İklim Haber ve KONDA Araştırma, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı Meclis onayından geçirdiği, çok hava olaylarının sebep olduğu yangın ve sel baskını üzere afetlerin şiddetlendiği bir periyotta kamuoyunun iklim değişikliği algısını ölçmek ve giderek derinleşen iklim krizi hakkındaki görüşlerini öğrenmek hedefiyle anket çalışması yaptı. Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen çalışma Türkiye çapında 3 bin 634 kişi ile yüz yüze yapıldı.
‘KORONA VİRÜSÜNDEN BÜYÜK’
Anket çalışmasının kimi çarpıcı sonuçları şöyle:
– Türkiye’de her dört bireyden üçü iklim krizinin insan faaliyetlerinin bir sonucu olduğunu düşünüyor.
– Yüzde 66 iklim değişikliği için kaygılı olduğunu belirtiyor.
– Toplumun yüzde 77’si çok hava olaylarında iklim krizinin rolü olduğunu söylüyor.
– Toplumda her üç bireyden iki kişi iklim krizinin korona virüsündün daha büyük bir sorun olduğunu tabir ediyor.
– Vatandaşların yalnızca yüzde 25’inin Paris Mutabakatı ve yüzde 17’sinin ise Türkiye’nin 2053 yılı net sıfır emisyon maksadına dair bilgisi var.
Sonuçlar ayrıyeten, iştirakçilerin yüzde 58’inin iklim krizinin pandemiden daha büyük bir kriz olduğunu ve daha büyük bir tahribata yol açacağını düşündüğünü gösterdi.
Katılımcıların yüzde 77’si “Türkiye’de son yıllarda görülen sel fırtına, çok sıcaklık ve kuraklık üzere sistemsiz hava olaylarında iklim değişikliğinin rolü olduğunu düşünüyor musunuz?” “evet” dedi. Bu oran 2019 yapılan çalışmada ise yüzde 71’di.
‘ÇOĞUNLUĞUN BİLGİSİ YOK’
Türkiye, Paris Anlaşması’nı imzaladıktan 5 yıl sonra Meclis’te onaylamış, akabinde net sıfır karbon emisyonu gayesini 2053 yılı olarak açıklamıştı. Bu gelişmeler üzerine, ankete katılanlara yöneltilen “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı 2053 yılı için net sıfır emisyon amacı hakkında bilginiz var mı?” sorusuna yüzde 83’lük bir kesim rastgele bir bilgisi olmadığı yanıtını verdi.
‘ENGEL OLUŞTURUYOR’
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Doğanay Tolunay asonuçlarını şöyle yorumladı: “İktidar cephesinde yüklü olarak orman yangınlarının terör örgütlerince çıkarıldığı düşünülürken, muhalefet cephesinde ormanların imar için yakıldığı görüşü hakim. Bu yanıtların enteresan olmasının nedenlerinden biri bugüne kadar yanan orman alanlarının imara açıldığı tek bir örnek olması. Tekrar Orman Genel Müdürlüğü’nün datalarına nazaran 2013-2020 yılları ortasında çıkan toplam 22 bin yangından yalnızca 47’sinin (% 0,2’si) çıkış nedeninin ‘terör faaliyeti’. Yıllık çıkan ortalama 2 bin 730 orman yangından yalnızca altısının ‘terör örgütlerince çıkarıldığı’ resmi datalarda yer alıyor. Bu net bilgilere karşın toplumda hâlâ yangınların ‘terör faaliyetleri’ sonucu çıktığına inanılması sahiden düşündürücü. Bilerek ya da bilmeyerek sessiz kalınması aslında gelecekte iklim değişikliğine bağlı olarak sayısının, şiddetinin ve tesir alanının artacağı orman yangınlarının önlenmesinin önünde bir mahzur oluşturuyor.”
‘ENDİŞE YÜKSELİYOR’
KONDA Araştırma Genel Müdürü Bekir Ağırdır da 2021 yılı iklim değişikliği araştırması bulgularının bir yandan toplumsal değişime, öbür yandan da değişmeyenlere işaret ettiğini söyledi: “İklim değişikliği konusunda değişen elbette bekleneceği üzere toplumsal farkındalıktaki artış. Bu araştırma bir defa daha yaşanan gündelik hayat ve sorunlar üzerinden farkındalığın ve telaşın yükseldiğini lakin öte yandan da ne yapılacağı konusunda hem bilgi eksikliğinin hem de siyasi konumların ürettiği farklılaşmaların olduğunu teyit ediyor. Ülkenin uzun müddettir ruhi ve zihni ambargosunun tesirinde olduğu iktidar yandaşlığı ve aykırılığına dayanan kutuplaşmanın iklim değişikliğinin sonuçları konusunda da tesirini görüyoruz.”
