HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ın Ermeni Soykırımı’nın tanınmasını içeren kanun teklifini iade eden Meclis Lideri Mustafa Şentop, “Milletimize hakaret eden, bunu hukuken ve tarihen tartışmak yerine siyaseten yaftalamaya ve ithama yönelen her türlü hareketin karşısında oluruz, buna geçit vermeyiz. Bu türlü bir davranışın da yeterli niyetli bir davranış olmadığını, bir provokasyon olduğunu tabir etmek isterim” dedi.
Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki Dışişleri Şehitliği’ni ziyaret eden Şentop, “2005’te Başbakan olarak misyon yaptığı sırada, Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Ermeni tarafına tarihi gerçekleri aydınlatmak gayesiyle tarafsız bir Ortak Tarih Kurulu kurulmasını önermiştir. Türkiye’nin Osmanlı arşivlerini açacağını ancak Ermenilerin de kendi arşivlerini açmasını talep etmiştir. Bu teklif hâlâ masada olmasına karşın, Ermenistan şu ana kadar davetlerimize karşılık vermemiştir” dedi.
Soykırımın sırf yetkili bir mahkeme tarafından karar altına alınabileceğini söyleyen Şentop, “1915 olaylarının soykırım olarak tanımlanabilmesi için milletlerarası hukukta öngörülen kaidelerin hiçbiri mevcut değildir. 1915 olaylarının üzerinde tüzel ve tarihi bakımdan akademik manada tartışmalar olduğu, bu mevzuda tek istikametli telaffuzun kimi ülkelerce mutlak gerçeklikmiş üzere lanse edilmesinin yanlış olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince de teyit edilmiştir. Bu cins yaklaşımlar, siyasi bakımdan, kin ve nefreti körükleyerek, Ermenistan’ın Türkiye ile ortasındaki alakaların olağanlaşması uğraşlarına ve hatta başka ülkeler ile bağlarına de gölge düşürmektedir” sözlerini kullandı.
‘TÜRKİYE DIŞINDAN BİR CÜRETİN BİR CÜRETİN TAKVİYESİYLE OLABİLİR’
Şentop açıklamasının devamında şu kelamları sarf etti:
“Türkiye’de bu türlü bir kanun teklifini vermek, verebilmek Türkiye dışından bir hamasetin bir cüretin takviyesiyle olabilir. Bunu iade ettik çünkü, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde aziz milletimize ve tarihimize hakaret edilmesine asla müsaade etmeyiz. Milletvekili seçilebilmek için hukuken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kayıtlı olmak kafidir. Fakat sahiden bu milletin vekili olmak için ruh kaydının da olması lazım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde alınmış parlamento kararları var. Bu kararlar, bu türlü bir savın lisana getirilmesinin milletimizi derin bir formda üzeceğini, rencide edeceğini, yaralayıcı olduğunu söz ediyor. İç tüzükte de buna dair bir karar var. Bu türlü bir teklif teşebbüsünün reddedilmesi zaruriydi. Teklif cuma günü akşam saatlerinde verilmiş, cumartesi günü de 23 Nisan münasebetiyle çalışmalarımız vardı lakin Meclis’in açık olduğu saatler içerisinde süreç yapma imkanımız vardı. Bunun iadesini gerçekleştirdik.
Şu anda hukuken verilmiş bir teklif yok, kelam konusu değildir. Bununla ilgili hukuken yapılabilecek şeyler, savcıların yapacağı çalışmalarla ortaya çıkabilir. Hukuken, tarihen bu mevzuyu her vakit biz tartışmaya hazırız. Lakin bizim milletimize hakaret eden, bunu hukuken ve tarihen tartışmak yerine siyaseten yaftalamaya ve ithama yönelen her türlü hareketin karşısında oluruz, buna geçit vermeyiz. Bu türlü bir davranışın da güzel niyetli bir davranış olmadığını, bir provokasyon olduğunu tabir etmek isterim.” (HABER MERKEZİ)
