DİYARBAKIR – Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın, seçmeli dersler ortasından Kürtçe’yi tercih eden öğrencilerin sayısını açıklamasını bekliyor. Türkiye’de 2012 yılının başından itibaren okullarda Kürtçe seçmeli ders hakkı tanındı. Lakin birinci defa bu yıl seçmeli dersler ortasında Kürtçe’nin tercih edilmesi için kapsamlı bir kampanyası yürütüldü. Müracaatlar sonuçlandı lakin Kurmanci ve Zazaca derslerini kaç öğrencinin tercih ettiği şimdi aşikâr değil.
Diyarbakır Eğitim-Sen 1 Nolu Şube Eşbaşkanı Zülküf Güneş, bu yıl kaç öğrencinin Kürtçeyi seçmeli ders olarak tercih ettiğini kesin olarak bilmediklerini lakin müşahedelerine nazaran yüzde 20 oranında bir artış olduğunu söyledi.
KÜRTÇE ÖĞRETMENİ ATANMIYOR
Konuyla ilgili görüştüğümüz Güneş, “Şunu söylemek isterim ki Eğitim Sen olarak anadilinde eğitimin seçmeli bir halde değil, kozmik yasalar çerçevesinde, anayasal garanti altına alınarak tüm çocukların anaokulundan üniversiteye kadar tüm kademelerde anadilinde eğitim görmeleri sağlanmalıdır” dedi.
Kürtçenin seçmeli dersler ortasında yer aldığını hatırlatan Güneş, Kürtçe öğretmen sıkıntısına da değindi. Güneş, Kürtçe öğretmen atamasının yapılmamasını eleştirerek, “2012 yılından bugüne kadar Türkiye genelinde 120 Kürtçe (Kurmanci ve Zazaki) öğretmenin ataması yapıldı. Lakin bu öğretmenlerin bir kısmı bulundukları okullarda yeteri kadar sınıf açılmaması, mobinge uğramaları ve OHAL sürecinde ihraç olma telaşı sebebiyle alan değiştirerek öbür branşlara geçmek zorunda kaldı. Halihazırda ulaşabildiğimiz 79 öğretmen bu alanda çalışmaya devam etmektedir. Seçmeli ders sürecinin birinci yıllarında bu alanda öğretmen ataması nispeten daha fazla olmasına karşın son birkaç yıldır neredeyse ya hiç atama yapılmamakta ya da bir iki kontenjan ayrılarak göstermelik atamalar yapılmaktadır” halinde konuştu.
KÜRTÇE DERS TERCİHİNDE ARTIŞ VAR
Sosyo Politik Saha Araştırma Merkezi tarafından 15-29 Ocak 2022 tarihleri ortasında Diyarbakır’ın da ortalarında bulunduğu 19 vilayette “Türkçe dışındaki ana lisanların kullanımı, yaygınlığı ve eğitimi” üzerine yapılan anket çalışmasını hatırlatan Güneş, “Buna nazaran seçmeli Kürtçe ders talep edenlerin yalnızca yüzden 5’inin bu talebinin karşılandığını, yüzde 95’inin ise çeşitli münasebetlerle talebinin karşılanmadığını görüyoruz. Münasebetler olarak öğretmen olmayışı, kâfi sayıya ulaşılamadığı yahut münasebet dahi bildirilmedi yanıtları öne çıkıyor. Önümüzdeki eğitim-öğretim yılı için 3 Ocak’ta başlayan ve uzatılarak 7 Şubat’a kadar devam eden seçmeli ders sürecinde bu yıl çeşitli sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin yürüttüğü kampanyalarla evvelki yıllara nazaran ulaşabildiğimiz okullarda öğrencilerin evvelki yıllara nazaran yüzde 20 civarında daha fazla tercih ettiğini tespit ettik. Daha net bilgiler için Vilayet Ulusal Eğitim Müdürlüğü’ne yazı yazdık, datalar gelince daha sağlıklı bir kıymetlendirme yapabileceğiz” dedi.
Güneş, seçmeli ders sürecinin birinci günlerinde okullardan formlarda Kürtçe dersin olmayışı, formun dolu halde veriliyor olması yahut mecburî bir halde diğer seçmeli ders seçimine yönlendirilmesi biçiminde sıkıntıların kendilerine ulaştığını belirterek, “Muhataplarıyla irtibata geçilerek yapılan birtakım yanılgılar düzeltildi. Lakin kampanyanın yaygınlaşması sonrası Kürtçe ders tercihiyle ilgili bu istikametli sıkıntılar bize ulaşmadı” diye vurguladı.
SİYASİ PARTİLERE DE MİSYON DÜŞÜYOR
Güneş, Meclis’te kümesi bulunan ve kampanyaya dayanak veren siyasi partilere de davette bulundu: “Özellikle mecliste kümesi bulunan ve bu kampanya sürecinde davette bulunan bütün siyasi partilere şunu da söylemek isterim. Anadilde eğitim için Meclis’e yasa tasarısı versinler, bu mevzuda yasal düzenlemelerin yapılmasını sağlasınlar ve yalnızca Kürtçe değil Anadolu’da konuşulan Lazca, Çerkezce, Arapça, Ermenice ve öbür tüm lisanlarda çocukların anadilinde eğitim görebilmelerinin önü açsınlar.”
Son olarak, 21 Şubat’ın Dünya Anadil Günü olarak bütün dünyada kutlandığını belirten Güneş, “Biz Eğitim-Sen olarak yıllardır bu günü kutluyoruz ve bütün dünya çocuklarının anadilinde eğitim görmesi için kampanya yürütüyoruz. Seçmeli ders sürecinde oluşan anadilinde eğitim hassasiyetinin artarak devam etmesi ve 21 Şubat’ın Türkiye’de de resmi bayram olması tarafında hem sivil toplum örgütlerinin hem siyasi partilerin hem de Ulusal Eğitim Bakanlığı’nın adım atmasını için davette bulunuyoruz” dedi.
