İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, İstanbul Valiliği tarafından düzenlenen ve kenti afetlere karşı sağlam hale getirmeyi amaçlayan İstanbul Vilayet Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) Tanıtım Toplantısı’na katıldı. İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada, “Artık tahlili konuşmalıyız. Burada kurumsal manada verilen her türlü vazifesi ehemmiyetinin farkındayız. İmkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak, beraberce bu vazifeleri tamamlayalım. Yoksa burada kalır da 5 yıl sonra tekrar bir rapor için toplanırsak, vallahi millet bizi, haklı-haksız makus manada sorgular diye düşünüyorum” sözlerini kullandı.
İRAP’ın çok değerli bir başlangıç olduğunu vurgulayan İmamoğlu, “Ancak sonuç değildir. Hepimizin ana gündemi olarak, ‘afet’ denince akla İstanbul’da ne yazık ki sarsıntıyla yüzleşmek geliyor” dedi. Bu hususta muvaffakiyete lakin ortak akılla çalışarak ulaşılacağının altını çizen İmamoğlu, “Bu bahis, yalnızca bir kurumun, kanunla belirlenmiş bir ilçe belediyesinin ya da büyükşehir belediyesinin ya da X,Y, Z kümesinin çözebilmesi mümkün olan bir konu değildir” ihtarında bulundu. Sarsıntı ve kentsel dönüşüm sıkıntısının eşgüdümlü olarak yürütülmesine dair hazırladıkları raporu Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na sunduklarını aktaran İmamoğlu, kelam konusu çalışmayı dileyen kurum ve kuruluşlarla paylaşmaya hazır olduklarını belirtti.
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM SİYASETİN MATERYALİ OLDU’
Kendisinden evvel konuşan Üsküdar Belediye Lideri Hilmi Türkmen’in halkın da sürecin içine katılması tarafındaki kelamlarına katıldığını kaydeden İmamoğlu, “Ne yazık ki 99 zelzelesinden sonra Türkiye’mizde, milletimizin aklına, kentsel dönüşüm denince para kazanmak geliyor. Ve ne yazık ki, kentsel dönüşüm deyince, ‘Bir daireme kaç daire alırım’ mantığı öne çıkıyor. Yani şöyle bir bakış yok: ‘Ben, çürük dairemi nasıl yapabilirim? Yerine bir daireyi nasıl var edebilirim? Cebimden en az parayı nasıl çıkartırım’ da desin; ona da razıyız. Fakat o denli bir mantık oluştu, oluşturuldu. Burada A, B, C, D kurumlarını suçlamıyorum. Bütüncül olarak hepimiz kusurluyuz. Bir halde siyasetin de gereci oldu? Tekrar A,B, C partilerini konuşmuyorum; hepimiz kusurluyuz” dedi.
‘ŞEFFAF BİR MEKANİZMAYI VAR ETMELİYİZ’
“Artık tahlili konuşmalıyız” diyen İmamoğlu, “Çözüm kısmında da katiyetle inanılmaz şeffaf, herkesin elini taşın altına koyduğu bir mekanizmayı var etmeliyiz” tabirlerini kullandı. Bu manada bakanlıkla saygın, şeffaf ve sağlıklı masalarda çalışmaya devam ettiklerini aktaran İmamoğlu, şöyle devam etti:
“Bu iş büyük bir problemdir. Ve İstanbul için konuşuyorum. ‘Her kentte 6306 geçerlidir’ diyemezsiniz. İstanbul, bu işin diğer bir noktasıdır. İstanbul, diğer bir yerdir. Ve İstanbul’da zelzele sorunu -Allah göstermesin, geçimden versin diyelim- geldiği gün ekonomik kaybının, bu memleket ismine bir ulusal güvenlik sorunu olacak derecede kayıp yaratma riski vardır. Bizim yaptığımız son araştırmalara nazaran, 200 bine yakın bina, orta ve ağır risk taşımaktadır. Geçmişte çok kıymetli çalışmalar oldu. Lakin bizim birebir yaptığımız tahlil çalışmaları da karşımıza çıkan sayı, 200 bine yakın binadır. Bina, daire demiyorum. Bu çok net. Bundan kaçamayız” dedi.
‘BU KENT BİZE EMANET’
İRAP’ın paylaşılmasının kıymetli olduğunu yineleyen İmamoğlu, “Ama bundan sonrası daha değerlidir. O bakımdan biz de bu açılış toplantısından bugüne üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirdik. Gerekli bütün teknik dayanakları sağladığımızı, davet edildiğimiz bütün toplantılarda da hem bilgilerimizi paylaştığımızı ve bu süreç içinde olduğumuzu söz etmek isterim” diye konuştu. İBB’nin zelzele ve kentsel dönüşüme yönelik çalışmalarından örnekler veren İmamoğlu, şunları söyledi:
“Burada kurumsal manada verilen her türlü vazifesi değerinin farkındayız. İmkanlarımızı sonuna kadar zorlayarak, beraberce bu misyonları tamamlayalım. Yoksa burada kalır da 5 yıl sonra yeniden bir rapor için toplanırsak, vallahi millet bizi, haklı-haksız berbat manada sorgular diye düşünüyorum. Ve o bakımdan ben de bu çalışmaların titizlikle takipçisi olacağımı tabir edeyim. Sahiden hedefimiz, gözbebeğimiz olan bu kentin, sağlıklı bir süreci yaşamasıdır. Afetin siyaseti olmayacağını, en yüksek tonda, bazen feryatla söylemek zorundayız. Ve bunu başarmak zorundayız. Bu sorumlulukla bugün bu koltuklarda oturuyor. İstanbul’un zelzeleye sağlam hale gelmesi, memleketimiz için ulusal bir seferberliktir. 3-4 binanın bir kentte yarattığı kaosu Elazığ’da da, İzmir’de de çok yakın tarihte gidip canlı canlı izledik. Allah koruma. Bu kenti Allah korusun. Bu kent, bize emanet.”
İstanbul’un kendi coğrafyası için de teminat olduğunun altını çizen İmamoğlu, “Yanı başımızdaki bir savaşın tahlilinde bile, barışın olgunlaşmasında bile İstanbul en değerli aktör. O bakımdan sorumluluğumuz bu kendi dayanıklılığı, bu kentin yaşamsal sürdürülebilirliği ve kalitesi. Bizim için yalnızca ulusal değil, birebir vakitte dünyaya karşı da bir sorumluluğunun altını çizmek isterim. Bu manada İBB’de İRAP’la ilgili bir ünite kurulacağını tabir edeyim. Ve bunun daima takipçisi olacağımın altını çizeyim” dedi. (HABER MERKEZİ)
