ANKARA- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Çocuk Komitesi, Urfa’nın merkez Eyyübiye ilçesine bağlı Çalışkan Mahallesi’nde, 24 Mart’ta özel harekât polislerinin atış talimi yaptığı alanda meyyit bulunan 16 yaşındaki Muharrem Aksem’in vefatına ait basın açıklaması gerçekleştirdi.
HDP Çocuk Kurulu ismine TBMM’de açıklama yapan Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, “İktidarın Kürt sorunundaki çözümsüzlükteki ısrarı, savaş siyasetindeki ısrarı aslında bir bütün Kürt coğrafyasını bir mühimmat deposu haline getirmesi sonrasında da bu vefat gerçekliğiyle karşı karşıya kaldık” dedi.
‘10 YILDA NEREDEYSE 300 ÇOCUK ÇATIŞMA BÖLGELERİNDE HAYATINI KAYBETTİ’
Çocuk hakkı ihlalleri ve vefatlarına ait rapor bilgilerini paylaşan Kaçmaz, neredeyse 10 yıl içerisinde 300’e yakın çocuğun çatışma bölgelerinde hayatını kaybettiğini belirterek “İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi Dokümantasyon Merkezi tarafından 19 Kasım 2021 tarihinde yayımlanan ‘2011-2021 Tarihleri Ortası Silahlı Çatışma Ortamında Çocuklara Yönelik Hayat Hakkı İhlalleri Raporu’na nazaran, Kürdistan’da 228 çocuğun hayatını yitirdiği ve yeniden Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi’nin ‘Zırhlı Araç, Mayın ve Çatışma-Savaş Atığı Kaynaklı Çocuk Hakları İhlalleri Raporu’nda ise 2011 ve 2021 yılları ortasında 45 çocuğun ömrünü yitirdiği belirtilmiştir ve net bir halde raporlara da yansımıştır” dedi.
Özel harekât polislerinin atış talimi yaptığı alanda meyyit bulunan 16 yaşındaki Muharrem Aksem’in vefatına ait Kaçmaz’ın konuşmasından evvel çıkan satırbaşları şu halde:
KÜRT COĞRAFYASI MÜHİMMAT DEPOSU HALİNE GELDİ: Bu ölümlerin sebebi olarak da baktığımızda, iktidarın savaş siyasetindeki ısrarı sonrasında Kürt coğrafyasının bilhassa bir mühimmat deposu haline gelmesi ve tekrar mevt makinalarının, zırhlı araçların da insanların ve çocukların hayat alanlarında, oyun alanlarında ölümlere ve yaralanmalara sebep vermesi gerçekliği karşımıza çıkıyor. Muharrem Aksem’in toplumsal medya hesapları üzerinden de görüldüğü üzere, aslında dediğimiz üzere Kürt coğrafyasında hayat alanlarının, çocukların oyun alanlarının dahil nasıl bir mühimmat deposu haline geldiğini görebiliyoruz. Zira 16 yaşındaki Muharrem’in toplumsal medya hesabında kelam konusu alandan topladığı bedellendirilen patlamamış gaz bombaları, kapsülleri ve silahlar mevcut. Bir çocuğun aslında nasıl kolay kolay askeri mühimmatlara bile bölgede ulaşabildiğini, maruz kalabildiğini net bir formda karşımıza koyuyor.
MEVZUATA UYGUN ÖNLEMLER ALINMADI: Urfa Valiliği de bu hususa ait bir açıklama yaptı ve kelam konusu alanın 2005 yılından bu yana resmi atış ve eğitim yeri olarak kullanıldığını tabir etti. Mevzuata baktığımızda ise kısaca kelam konusu atış alanlarının güvenlik çemberine alınması gerektiği, bölgenin etrafına kırmızı bayraklar dikilmesi gerektiği, şayet ki alan kalıcıysa 2005’ten beri olduğuna nazaran kalıcı… Tellerle alanın etrafının tümden çevrilmiş olması gerektiği ve tekrar yerleşim yerindeki yurttaşların bilgilendirilmesi ve eğitim devrinde de ayrıyeten bir ikaz bulunulması gerektiği karşımıza çıkıyor. 2005’ten beri atış eğitim alanı olarak kullanılan bu yerde ne rastgele bir formda mevzuata uygun önlemler alınmış, ne de gerekli ikazlar yapılmış. Bu sebeple soruyoruz. Neden kelam konusu alanda kırmızı bayraklar yok? Neden alan tel örgütü ile çevrilmemiş? Neden halk bu mevzuda uyarılmamış? Bunun sorumlusu olanlar, bunun hesabını vermeyecek mi? Yargı sorumlulardan hesap sormayacak mı? Soruyoruz fakat biliyoruz, bugüne kadar ömür hakkı ihlalinin ya da yaralanmanın ya da hak ihlalinin meydana gelmesinin tek bir sebebi var aslında, iktidarın cezasızlık siyasetini uygulaması.
BÖLGEDE DAHA EVVEL DE YARALANMA OLDU: Muharrem’in hayatını kaybettiği bu alanda, görgü şahitlerinin da anlattığına nazaran üç ay evvel de ambulanslar kelam konusu bölgeye gelmiş. Atış talimi yapıldığı sırada tekrar silah ve patlama seslerinin geldiği bu alanda sanırım kolluk güçlerinden birkaçının da yaralanmış olabileceği gerçekliği kelam konusu. Yakın bir devirde tekrar bir yaralanma durumu olması karşısında bile hala bir önlem alınmamış olması, aslında dediğimiz üzere kelam konusu pervasız ve sorumsuz davranışın altında tekrar bir cezasızlık siyaseti olduğunu net bir formda bize gösteriyor.
TEDBİRSİZ ÖTEKİ ATIŞ TALİM ALANLARI VAR MI?: Bu bahiste Urfa Barosu Çocuk Hakları da tekrar Urfa İnsan Hakları Derneği’nin yapmış olduğu birtakım açıklamalar ve tespitler de bu durumları ispatlar nitelikte. Zira kelam konusu atış talim alanı, ömür alanlarının neredeyse tam da içinde ve bizler bu atış talimlerinin aslında insanların yaşadığı alanlarından çıkarılması gerektiğini net bir formda söylüyoruz. Buradan da soruyoruz aslında, Kürt coğrafyası haricinde Türkiye’nin rastgele bir yerinde atış talim alanları bu kadar hayat yerlerinin içinde var mı? Bu kadar önlemsiz öbür atış talim alanları var mı? Daha fazla çocuğun hayatını kaybetmesini engellemek için derhal bu atış talim alanları kapatılmalıdır ve buna sebep olan sorumlular hakkında da derhal faal bir soruşturma başlatılmalıdır.
HAK İHLALLERİNİN KIYMETLİ BİR NEDENİ OLAĞAN HALE GELMİŞ CEZASIZLIK SİYASETİ: Muharem’in öldüğü alan şu ana kadar dahi güvenlik çemberine alınmamış. Kelam konusu mevzuata ait önlemlerin alınmamış olması aslında sorumluların ne kadar pervasızca hareket ettiğini, minimum önlemlerin bile alınmamış olması bu cinayete net bir formda sebep vermiştir. Hasebiyle bu cinayetin sorumluları, bu önlemleri almayanlardır. Yakın geçmişte tanıklık ettiğimiz katledilen pek çok çocuğun failleri de cezasızlık siyasetleriyle devletin resmi kurumları tarafından korunup, yeni katliamların, bu son olayda da olduğu üzere önü açılmıştır. Kürt coğrafyası ile birlikte Türkiye’de hak ihlallerinin artmasının kıymetli bir nedeni, olağan bir hale gelmiş olan cezasızlık siyasetidir. Yakın devirde aslında kelam konusu vefatlar ve yaralanmalarla birlikte, Newroz’da da bu cezasızlık siyasetlerini ve Kürt tersi siyasetlerin geldiği bir nokta var… Bu AK Parti – MHP iktidar bloğunun bilhassa Kürt coğrafyasında uyguladığı siyasetler, savaş siyasetleri o denli bir noktaya geldi ki, Newroz günü 2 yaşındaki bir çocuğu çıplak aramaya dayattı. Kelam konusu çocuğun yöresel kıyafetleri üzerinden çıkarılarak, neredeyse çıplak bir formda Newroz alanına girmesine müsaade edildi. Gözaltına alınan onlarca çocuktan çabucak sonra yüzlerce kişi gözaltına alındı. Çocuklardan gözaltında kan örneği aldırılmaya kadar götürüldü bu durum. Tekrar beş yaşındaki çocuğun parmak izini alacak kadar bir nefret, bir Kürt çocuklarına uygulanan düşmanca bir siyaset ile karşı karşıya kaldık.
CEZALAR PARA CEZASINA ÇEVRİLEREK MUHAFAZA ZIRHI SAĞLANMIŞ OLUYOR: Benzeri olaylardaki bir durumu tekrar buradan paylamak istiyorum. Kelam konusu ömür hakkı ihlalleri meydana geldiğinde hiç istisnasız hepsinde tek bir rutin vardır. Bölgenin mülki idari amiri duruma nazaran kaymakam sonrasında vali olayın kamuoyundaki tesirine nazaran bakan da dahil olmak üzere aile ile çabucak irtibata geçilir. Aileye baskı uygulanır ya da teklifler ya da bilemediğimiz bir biçimde ansızın ailenin neredeyse olayın örtbas edilmesi sessiz kaldığı bir durum karşımıza çıkıyor. Kelam konusu durum müdahale sonrasında vakitle soğutularak, faal bir soruşturma da yürütülmeden, yeni eksper raporları alınarak kelam konusu olayların hak ihlallerin faillerinin korunduğu ve en sonunda Efe Tektekin olayında daha dün beraat etti. Beş yaşındaki zırhlı araç çarpması sonucu katledilen beş yaşındaki Efe Tektekin belgesinde da yeniden kelam konusu sanık polis beraat etti. Hepsinde de dediğimiz üzere ya beraat ediyor ya da en alttan ceza verdirilerek, para cezasına dönüştürülerek müdafaa zırhı sağlanmış oluyor. İktidarın kelam konusu önlemsiz ve sorumsuz bir halde davranan gerek kolluk güçlerinin gerekse de öbür devlet kurumlarının bu mevzuda hak ettiği bir ceza ile karşılaşmaması sonrasındaki pervasız davranma ve kendini aslında korunma zırhında hissetmesi sonrasında ortaya çıkan bir özgüven durumu karşımıza çıkıyor. Urfa Valiliği’nin açıklamasını da kabahati örtbas etme teşebbüsü olarak kıymetlendiriyoruz. HDP olarak bu mevzunun takipçisi olacağız. Muharrem’in vefatına sebep olanların aklanmasına asla müsaade etmeyeceğiz.” (DUVAR)
