CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 1915 Çanakkale Köprüsü’nden geçiş fiyatı ile ilgili “200 liracık” tabirini kullanmasına reaksiyon gösterdi. Öztrak, “Erdoğan’ın ‘cık’ dediği 200 lira, taban ücretlinin bütün bir gün çalışarak elde ettiği gelirinden 60 lira fazla… Erdoğan’ın ufak gördüğü ‘200 liracık’ dediği 200 lira, bu ülkedeki en pahalı banknot. Bir de Erdoğan’ın, ‘millet hem hizmet isteyip hem de ‘bedava olsun’ diyor’ dediği haberleri çıktı. Ayıptır, yazıktır, günahtır” dedi.
Faik Öztrak, Merkez İdare Konseyi (MYK) toplantısı sonrası CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
TÜRKİYE, EN FAZLA ETKİLENECEK ÜÇ ÜLKEDEN BİRİ: “OECD’ye nazaran; Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, 2022’de global büyümeyi 1 puan aşağı çekecek. Tekrar bu işgalin global enflasyona katkısı 2,5 puan olacak. Lakin birtakım ülkelerin bu savaştan çok daha fazla etkilenecekleri de açık. Bunların ortasında Türkiye, en başlarda yer alıyor. Türkiye, Rusya’dan güç ithalatındaki zahmetten, en fazla etkilenecek üç ülkeden biri olarak gösteriliyor. Bu, sarayın makus idaresi sonucu güçte Rusya’ya çok bağımlı hale gelmemiz sonucu. Milletimizin hayat pahalılığı altında ezilen kısımlarını odağına alan yeni siyasetlere acil gereksinimimiz var.
DIŞ POLİTİKAYI SİYASETE GEREÇ ETTİĞİNİZDE MİLLETİN KARNI DOYUYOR MU?: Bu yıl tarımda harika hal ilan edilmesi gerektiğini, aylardır söylüyoruz. Çiftçimizin ayağa kaldırılması için bu kural, diyoruz. Ancak ne yazık ki saray hükümeti milleti büsbütün unuttu. Vatandaşın sesini duymuyor, halini görmüyor. Bırakın savaşın yarattığı fırsatları kullanmayı, riskleri en aza indirmek için gerekli önlemleri ve buna yönelik bir stratejiyi bile ortaya koyamadılar. Üyelerin ‘ne yaptınız’ diye resmen sormasından korktuklarından, zabıtlara geçmesinden korktuklarından Ulusal Güvenlik Kurulu’nu dahi toplayamadılar. Onun yerine sen, ben, bizim oğlan partilileri toplayıp kelamda güvenlik doruğu yaptılar. Şimdilerde sarayın kibirlisi, hangi devlet adamlarıyla görüştü, bunun üzerinden oy devşirmeye çalışıyorlar. Soruyoruz: Dış politikayı iç siyasete materyal ettiğinizde, bu görüşmeleri ballandıra ballandıra anlattığınızda, aç bıraktığınız milletin karnı doyuyor mu? Saray için, varsa yoksa yandaş müteahhitler varsa yoksa rant varsa yoksa giderayak kazanın tabanını sıyırma uğraşı.
MİLLETİN EKMEK ALIRKEN DAHİ ÖDEDİĞİ VERGİLER ZENGİNİN DÖVİZ GARANTİSİNE GİDECEK: Bu hafta, bu kelamda kur muhafazalı hesaba yatan paraların birinci kısmının vadeleri doluyor. Toplamda 560 milyar liraya ulaşan bu mevduatların yalnızca bu hafta vadesi dolacak 70 milyar liralık birinci kısmından, hazinenin sırtına 15 milyar lira ek yük bineceği hesaplanıyor. Bu modelin kimi kurdan koruduğu ortaya çıkacak. Parasını bu hesaba yatıran varlıklı, evvel bankadan faizini alacak. Üstüne bir de bu faizin dört katını, milletin hazinesinden, kur muhafazası olarak Erdoğan’ın paramızı pul etmesinden ötürü da alacak. Bir de üstüne üstlük bunun karşılığında beş kuruş vergi ödemeyecek. Ancak bu millet ekmek alırken dahi ödediği vergilerle, zenginin parasına verilen döviz garantisini ödeyecek. Ne diyordu üstatları, ‘bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa…’ Hak, hukuk, adalet bunun neresinde? Milleti değil, yandaşı kayıran iktisat idaresinin, millete cebinizden bir kuruş çıkmayacak diye yutturmaya çalıştığı, hazine garantili kamu-özel iş birliği projelerinin yükü de paramız pul hayli ağırlaşıyor. Bu yıl, bütçeye bu projelere ödenmek üzere 42,5 milyar lira konmuştu. Bu da 9 lira 27 kuruşluk dolar kuruyla hesaplanmıştı. Fakat dolar kuru bugün tekrar 15 lira hududuna dayandı. Kur bu düzeylerde kalsa bile, yıl sonunda 42,5 milyar liralık ödenek yetmeyecek, buna en az 25 milyar lira ek yük binecek.
MİLLETİN BOYNUNA ÇANAKKALE’DE KÖPRÜ GÖRÜNÜMLÜ BORÇ BOYUNDURUĞU GEÇİRİLMİŞTİR: Köprü hoş, lakin milletten çok, yandaşa daha hoş. 12 yıl boyunca günlük 45 bin araç geçiş garantisi verilmiş. Hem de dolarla, avroyla hesaplanarak. Geçmeyen araç başına ödenecek garanti parası 15 avro, artı KDV. Bugünkü kurla 290 lira. Bu geçiş fiyatları Avrupa’daki enflasyona nazaran, avro cinsinden artacakmış. Erdoğan, Çanakkale Köprüsü’nün açılış merasiminde, geçiş fiyatının ‘200 liracık’ olduğunu açıkladı. Erdoğan’ın ‘cık’ dediği 200 lira, minimum ücretlinin bütün bir gün çalışarak elde ettiği gelirinden, 60 lira fazla. Hakikaten, Erdoğan da merasim alanına getirdiği kalabalığa ‘pahalı mı’ diye sorduğunda, ‘pahalı’ cevabını aldı. Erdoğan’ın ufak gördüğü ‘200 liracık’ dediği 200 lira, bu ülkedeki en kıymetli banknot. Bir de Erdoğan’ın, ‘millet hem hizmet isteyip hem de ‘bedava olsun’ diyor’ dediği haberleri çıktı. Ayıptır. Yazıktır. Günahtır. Erdoğan’ın açıkladığı fiyata nazaran; 290 liralık geçiş fiyatının 200 lirası geçenden alınacak ancak Kars’ta, Iğdır’da, Şanlıurfa’da oturup, bu köprülerin yüzünü dahi görmeyenler de geçmiş üzere para ödeyecek. Hazine, köprüden geçen her araç için yandaşa 90 lira, geçmeyen her araç için de 290 lira ödeyecek. Yani milletin kesesinden alınacak, yandaş müteahhitlere ödenecek. Birebir hatta feribot fiyatı gidiş-geliş 107 lirayken, millet 400 liraya bu köprüden niçin gidip gelecek? Et ve Süt Kurumu’nun satış mağazasından ucuz kıyma almak için soğukta saatlerce beklettiğiniz insanları, feribotun dört katı fiyatına köprüden geçmeye nasıl ikna edeceksiniz? Yoksa milletin kesesinden, yandaşın cebine döşenen bu köprüler çalışsın diyerek, feribot seferlerini mi kaldıracaksınız? Bir tarafta Gebze üzerinden, bir tarafta da Kınalı üzerinden Balıkesir’e ulaşan birbirine rakip iki köprü yaptınız. Osmangazi Köprüsü’ne 40 bin, Çanakkale Köprüsüne 45 bin araç geçiş garantisi verdiniz. Bu yaptığınız, hangi iktisadi akla sığar? Bu ne yaman bir peşkeştir? Marmara Denizi’ni her gün sağından solundan arşınlayacak 85 bin cengaveri nerede bulacaksınız? Bunlar ülkeyi yönetemiyor. Yapılan işin Türkçe meali şudur: Majestelerinin ordularını Çanakkale’de durduran bu aziz milletin boynuna, yüzyıl sonra, Çanakkale’de köprü görünümlü borç boyunduruğu geçirilmiştir. Ulusumuzun emperyalizme başkaldırışının alametifarikası olan Çanakkale, majestelerinin mahkemelerine emanet edilmiştir. Milletimizin sırtına, çoluk çocuk ödeyeceği milyarlarca dolarlık vergi yüklenmiştir.
İŞLETME HAKKINI GERİ ALACAĞIZ: ‘Projelerin parasını ödemezseniz, milletlerarası tahkimde söke söke alırlar’ diyerek bizi; hakkını, hukukunu aradığımız milletimizi tehdit edenler ve onların yandaşları duysun: İktidarımızda, bu projelerin hepsini tekrar masaya yatıracağız. Masrafını ve adil bir kârı önereceğiz, Kabul etmezlerse bunların işletme hakkını, hukuka ve adalete uygun olarak geri alacağız. Bu haksız vergiden milletimizi kurtaracağız. Milletimiz merhum Demirel’in, merhum Özal’ın yaptığı köprülerden kaça geçiyorsa, bu yandaş besleyen köprülerden de birebir paraya geçecek.
SİZ ORADA NEDEN OTURUYORSUNUZ?: Sonunda enflasyonla çabayı global barışa bıraktılar. Global barış ortamının yine tesis edilmesiyle dezenflasyonist süreç başlayacakmış. Bu, ‘ben enflasyonla çaba edemiyorum, elim kolum bağlı’ demenin; Şahap Kavcıoğlucası. Oynamak istemeyen gelin, ‘yerim dar’ dermiş. Pekala beyefendiler, ayıptır sorması, siz orada neden oturuyorsunuz? Madem bir iş yapmayacaksınız, o koltukları boşuna işgal etmeyin.
KURTARDIĞINIZ BUYSA, KURTARMADIĞINIZDAN ALLAH MUHAFAZA: Genel Başkanvekilleri, borcu gırtlağını aşan çiftçiye, ‘ekebildiğiniz kadar ekin; maliyetler yüksek, mazot yüksek, gübre yüksek, öteki girdiler yüksek; nasıl ekelim diye düşünüyorsunuz, düşünmeyin’ diyor. İşte bugün Ziraî Girdi Fiyat Endeksi yayımlandı. Endeks tek bir ayda yüzde 10’dan fazla arttı, Tarihi rekorunu kırdı. Genel Başkanvekilleri çiftçiye ‘ekin’ diyor da takviye vermezseniz, o iş nasıl olacak? Çiftçi tarlasını nasıl ekecek? Cevap yok. Bu beyefendi bir yandan da Tekirdağ’da birinci sınıf tarım yerlerinin üzerine OSB yapılacağı muştusunu veriyor. Küme başkanvekilleri derseniz tam meskenlere şenlik, 6 liraya satılan Ramazan pidesinin hesabı sorulunca, ‘pide çabucak bayatlar, ekmek bayatlamaz’ diyor. Yani beyefendi, ‘pideyi ne yapacaksınız, kuru ekmek milletin neyine yetmiyor?” demeye getiriyor. Son atanan Nebati Bakan da çıkmış, enflasyonla çabayı çok düzgün bildiklerinden, faiz ile kur ortasında sıkışan ekonomiyi kurtardıklarından bahsediyor. Kurtardığınız buysa, kurtarmadığınızdan, bildiğiniz buysa, bilmediğinizden Allah muhafaza… Nebati Bakan’ın her kelamı, milletin bunların gözündeki yerini ortaya koyuyor. Yabancılara, ‘siz kâfi ki gelin bürokrasiyi de alaşağı ederiz, mevzuatı da değiştiririz gerimizde Cumhurbaşkanı var’ diye garanti veriyor. Nerede hukuk? Nerede adalet?
MONTRÖ’YE SAHİP ÇIKAN EMEKLİ AMİRALLERİMİZ İLE İLGİLİ DAVA SİYASİDİR: Yeniden Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne sahip çıkan bir bildiri yayınlayan emekli amirallerin davası da bugün başlıyor. Hükümetin dün ‘tu kaka’ dediği, bugün dört elle sarıldığı, son savaşta da ülkemize büyük bir hareket alanı kazandıran, Montrö’ye sahip çıkan, emekli amirallerimizle ilgili bu dava da politiktir. Bu davada da yargıçların hiçbir siyasi baskıya boyun eğmeden, özgür iradeleriyle karar vermelerini bekliyoruz.”
Öztrak, basın mensuplarını sorularını da yanıtladı.
‘DEMİRTAŞ’IN HAKSIZ YERE İÇERİDE TUTULDUĞU BİR GERÇEK’
CHP Genel Lider Başdanışmanı Tuncay Özkan’ın, Selahattin Demirtaş için “Barış insanı” sözlerinin sorulması üzerine Öztrak, “Demirtaş’ın haksız yere içeride tutulduğu herkesin bildiği bir gerçek” karşılığı verdi.
‘ÖCALAN İLE MEKTUP ARKADAŞLIĞI YAPAN CUMHUR İTTİFAKI’NIN HADDİ DEĞİL’
HDP’nin düzenlediği Newroz etkinliklerinde, “Abdullah Öcalan’a özgürlük” sloganları atılmasına ait soruya Öztrak, “CHP’nin terörle ortasında açık seçik ve net halde koymuş olduğu arayı tartışmak kimsenin haddi değildir. Hele hele bir periyot Öcalan ile mektup arkadaşlığı yapan Cumhur İttifakı’nın yahut beka vadesinde terör örgütüne karanfil dağıtan yandaşlarının bize kalkıp da ara öğretmesi hiç hadleri değildir” dedi.
‘ZULMÜ ARTANIN ZEVALİ YAKINDIR’
Furkan Vakfı’nın hareketine yönelik polis şiddeti üzerine gelen soruya Öztrak, şu cevabı verdi:
“Bir defa yasaya uygun halde şov yapmak herkesin hakkıdır. Lakin bu gördüğümüz; Anayasa’ya uygun olarak şov yapanlara uygulanan ölçüsüz şiddetin birinci örneği de değildir. Bayanlar Günü’nde bayanlara müdahale, haksızlığa karşı duran Boğaziçi öğrencilerine müdahale. Bu şirketin gerisinde polisi aşan siyasi karar düzeneği olduğu aşikardır. Zalim için kim olduğunuz değil kendisinden yana olup olmadığınız değerlidir. Adaleti savunan herkes, sarayın zulmüyle karşı karşıya kalmaktadır. Sanılmasın bu bu türlü sürecektir. Adaleti savunanlar galip gelecektir. Zulmü artanın zevali yakındır.”
‘BAKAN BİLGİN’E TAVSİYE BAKAN NEBATİ’Yİ ÖRNEK ALMASIDIR, AFFINI İSTEMEK ZORUNDA KALABİLİR’
AK Parti Küme Başkanvekili Cahit Özkan’ın “asgari ücretliyi, emekliyi, çalışanı enflasyona ezdirmeyeceğiz” ve AK Parti Adana Milletvekili Abdullah Doğru’nun “haziranı bekleyin” tabirlerinin beklenti oluşturması sonrası Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in “Asgari fiyata aralıktan evvel artırım yapılamaz” açıklamasının sorulması üzerine Öztrak, şunları söyledi:
“Bu soruya çok teşekkür ederim. Her şeyin tek kişinin iki dudağı ortasında olduğu bu ucube rejimde yaşananları özetlemiş. Bahis milyonlarca insanı ilgilendiriyor. O denli görünüyor ki saray ve şürekası, milletin sıkıntısına derman olma konusunda bir mutabakata varamamış. Bakan Bilgin’i uyaralım, yasa falan diyor da kendisi onu oraya atayan kişi, Anayasa’yı bile takmıyor. Tarafsız kalacağına namusu gururu üzerine yemin etti sonra geçti partisine genel lider oldu. Ne demek kanun? Anayasa’yı tanımayan kanun falan tanımaz. Bakan’a tavsiyemiz: Dışarıdan para gelsin diye ‘bürokrasiyi de alaşağı ederiz’ diyen Nebati Bakanı örnek almasıdır. Kanun falan derken affını istemek zorunda kalabilir.” (HABER MERKEZİ)
