ANKARA – Demokrasi ve İştirak Partisi (DEVA) Genel Lideri Ali Babacan, partisinin kuruluşunun ikinci yıl dönümünde internet medyası ve gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir ortaya geldi.
Türkiye’nin sıkıntı bir periyottan geçtiğini anlatan Babacan hem iç gelişmeler hem de global konjonktür nedeniyle yaşanan kasvetlere değindi.
2019 yılında hem idare sistemindeki değişiklik hem de idare takımları değişikliği ile bu gelişmeleri gördükleri için DEVA’yı kurduklarını anlatan Babacan geçen 2 yılda yaptıkları çalışmaları anlattı.
Babacan’ın verdiği bilgilere nazaran DEVA Partisi kuruluşunun akabinde süratle teşkilatlanarak dokuz ayda seçime girme yeterliliğini elde etti. Bu süreçte 81 vilayet lideri atandı. 973 ilçenin 705’inde ilçe liderleri görevlendirildi. Şu anda mahalle temsilcileri, sandık seçim bölgesi ile ilgili temsilci atamaları devam ediyor.
ÜYE YAPISI ARAŞTIRILDI: YÜZDE 30 AK PARTİ, YÜZDE 20 CHP…
Teşkilatlarda vazife alanlar açısından bakıldığında DEVA Partisi’nde daha evvel siyaset yapmışlarla yapmamış olanların istikrarı yaklaşık yüzde 85-15 oranında. 100 bini aşan üyenin yüzde 35’i genç.
Üyelerin daha evvel oy verdiği partiler de incelendi. Üyelerin yaklaşık yüzde 30’u AK Parti’ye, yüzde 20’si CHP’ye, yüzde 10’u HDP’ye ve yüzde 10’u DÜZGÜN Parti’ye, yüzde 6-7’si de daha evvel MHP’ye oy vermiş görünüyor. Yüzde 17’lik bir kesim de daha evvel hiçbir siyasi partiye oy vermemiş bireylerden oluşuyor.
Renkli ve çeşitli bir üyelik yapılarının olduğunu belirten Babacan, “Partimize gösterilen ilgi, alaka, dayanak bölgeden bölgeye fazla değişmiyor. Türkiye partisi, ana akım parti olmak için yola çıktık, bu kıymetli ölçüde gerçekleşiyor” dedi.
5 AKSİYON PLANI AÇIKLANDI, 15 PLAN DAHA HAZIRLANIYOR
Seçim sonrasıyla ilgili ayrıntılı hazırlıklar yaptıklarını anlatan Babacan, iktisattan toplumsal siyasetlere farklı alanlarda takvimi ve bütçesiyle 5 aksiyon planı hazırladıklarını söyledi.
Babacan, “Doğa etraf, sıhhat, üniversiteler, yargı ıslahatı aksiyon planları hazır, bunları da yakında açıklayacağız. Aksiyon planlarının sayısı 20’ye ulaşacak” diye konuştu.
GEÇİŞ SÜRECİ: CUMHURBAŞKANI NE KADAR YETKİ KULLANACAK, YETKİLERİNİN NE KADARINI MECLİS İLE PAYLAŞACAK?
Geçen 2 yılda “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” çalışmasının da ehemmiyet taşıdığını belirten Babacan, 6 önderin yaptığı ortak açıklamayı, “Bu kadar ötekileştirmenin olduğu, düşmanlıklar üzerinden siyasetin yapıldığı bir ortamda uzlaşarak bir çalışmanın tamamlanmış olması, güçlü bir siyasi irade ile kamuoyu ile paylaşılmış olması nitekim ülkemiz ismine sevindirici bir adım oldu” kelamlarıyla kıymetlendirdi.
Ortak mutabakat metninin açıklanmasının birinci adım olduğuna dikkat çeken Babacan, artık seçim sonrası geçiş sürecinin çalışılması gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışması seçimlerden sonrasına dair ortaya konulmuş bir maksat. Seçimlerin akabinde bir Meclis süreci var. En az 6 ay sürecek bir çalışma. Süratlice Meclis’e sunulması ve onay sürecine girmesini gerçek buluyoruz. Lakin seçimlerden sonra kurulacak Meclis ve seçilecek olan Cumhurbaşkanının parlamenter sisteme geçene kadar ülkeyi nasıl yönetecekleri kıymetli bir mevzu. Biz buna Geçiş Sürecinin Yol Haritası diyoruz. Seçimden sonra bu sisteme geçene kadarki süreçte ‘Ülke nasıl yönetilecek? Başkanlık sistemi yetkileriyle donatılmış Cumhurbaşkanı bu yetkilerini nasıl kullanacak? Ne kadarını parlamento ile nasıl kullanacak? Yetkilerini kullanırken kendisini destekleyen parti ya da partilerin iradesini, farklı bahislerde tavrını hangi metotlarla, nasıl dikkate alacak?’ üzere pek çok mevzunun da çalışılması gerekiyor. Bu hususta ortak çalışma için 6 önder mutabakata vardık. O çalışmanın başlarındayız. Öteki partilerle bu mevzuda bir görüşme trafiğine başlayacağız.”
‘İTTİFAKIN PRENSİP VE BEDELLERİ İLE TEMEL SORUNLARDA ÇALIŞMA YAPILMALI’
Olası bir ittifakın unsur ve kıymetleriyle ilgili de çalışmaya muhtaçlık olduğunu söyleyen Babacan, “6 partinin ortak çalışması ittifak vizyonu ile devam edecekse, bu işin sonunda bir ittifak vizyonu hepimizde varsa, -ki doğal akışı bu yönde- o vakit kurulacak ittifakın unsur ve bedellerinin de çalışılması ve bunun da üzerinde uzlaşılması gerekiyor” dedi.
Babacan bu bahiste da uzlaşma sağlanırsa seçime hakikat giderken dış siyaset, toplumsal siyaset üzere temel mevzularda da en azından ortak gaye ve prensipleri ortaya koyan birtakım temalarda çalışma yapılmasında da yarar gördüklerini söyledi.
İTTİFAKI SOMUT HALE GETİRECEK 2 KONU
Babacan değerlendirmelerinin akabinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“Gidişat ittifak yönünde” kelamlarını açan Babacan, “6 genel liderin ortak bir siyasi iradeyle ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ amacını ortaya koyması, işbirliği alanlarını genişletme kararı, nihayetinde ittifaka hakikat bir akış, toplumsal algı da o biçimde yerleşti. Sanıyorum siyasi partilerde bu türlü bir ön kabul var. Ancak geçiş sürecinin yol haritası, ittifakın prensip ve bedelleri, isim üzere konuşulup karara bağlanması gereken mevzular var. Muhtemel ittifakın prensip ve kıymetleri diye yapacağımız çalışma bir bakıma bunu ete kemiğe büründürecek, somut bir hale getirecektir diye düşünüyorum. İktisat yahut başka başlıklarla ilgili konuşup mutabakata varmamız gerekiyor” tabirlerini kullandı.
‘DEMOKRASİNİN REFAH ÜRETEBİLECEĞİNİ İSPAT ETMEMİZ LAZIM’
Parti olarak hazırladıkları aksiyon planlarını birlikte çalışma iradesi koyan tüm partilerle ele almaya hazır olduklarını söyleyen Babacan, seçim öncesi bu hususlarda yol almaya gerek olduğunu belirtti:
“İşsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığına karşın beşerler demokratik sabır gösteriyorsa bu yalnızca seçim sandığı önlerine konacağı için bunu gösteriyorlar. Fakat biz seçimlerden sonra birebir sabrı bekleyemeyiz insanlardan. Haydi ne yapıyorsunuz diyecekler. Seçimlerden evvel mümkün olduğunca çalışalım, hazırlanalım. Yalnızca bu hükümet değişsin! Değişsin de yeni hükümet ne yapacak? Yerine ne koyacağımızı, takımlarıyla ayrıntılı çalışmamız gerekiyor. Aksi halde büyük hayal kırıklığı olur. Demokrasinin, demokrat insanların vatandaşlar için refah üretebileceğini ispat etmemiz lazım. Aksi halde bir öteki döngü gelir. Bir öbür otokrat öndere yanlışsız evrilebilir. Yalnızca seçimi değil demokrasiyi de kazanmak, Türkiye’yi kazanmak çok değerli. Bunun için güzel hazırlık lazım.”
‘İTTİFAK OLURSA ORTAK CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMALI’
Babacan’ın verdiği bilgiye nazaran 12 Şubat’taki yemekte başkanlar cumhurbaşkanı adayının üzerinde mutabakat aranması, lakin ismi konuşmak için erken olduğu konusunda ön kıymetlendirme yaptı. Babacan DEVA’nın görüşünün ittifak olursa ortak bir Cumhurbaşkanı adayından yana olduğunu söyledi.
SEÇİM SONRASI DEFACTO PARLAMENTER SİSTEM ÖNERİSİ
Babacan parlamenter sisteme geçişin yol haritası ile ilgili de görüşlerini paylaştı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmeden evvel ülkenin defacto başkanlık sistemi ile yönetildiğini anlatan Babacan, seçimin kazanılması durumunda da emsal bir uygulama önerdi.
Babacan, “Parlamenter sistemin oylanacağı tarihe kadar geçiş sürecinde ülke ‘defacto bir parlamenter sistem’ ile götürülsün. Parlamenter sisteme geçildikten sonra da dejure parlamenter sistemle devam edilmesinin biz mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Bunda mutabık kalınması ve kamuoyuna deklare edilmesi lazım. Cumhurbaşkanı adayı olacak kişinin de bunun altına imza atması lazım. Ben seçilirsem imzam var demesi lazım” dedi.
İLK DOKSAN DAKİKA YAPILACAK AÇIKLAMALAR…
Seçim sonrasına dair takım, plan ve programın ehemmiyetine dikkat çeken Babacan bu çerçevede seçimin kazanılması durumunda birinci doksan dakika yapılacak açıklamaların dahi değerli olduğunu söyledi. Babacan, “Biz özgürlüklerle ilgili problemleri birinci doksan dakikada çözeceğimizi düşünüyoruz” formunda konuştu.
‘BU METİNDE HERKES KENDİSİNİ BULABİLİR’
Babacan parlamenter sistemle ilgili 6 parti dışında muhalefet partilerinden gelen “Bir defa bile Alevi, Kürt sözü geçmiyor” tenkitlerini de kıymetlendirdi.
Çalışmanın büyük beklenti yarattığını söyleyen Babacan, “Herkes beklediği şeyi bu metinde görmek istiyor ancak bu metin yeni bir anayasa metni değil. Bu mevcut anayasada değişiklikler öngören bir metin” dedi.
Çalışmaya DEVA Partisi ismine katılan Mustafa Yeneroğlu de mutabakat metninin özgürlükçü ideoloji bakışıyla hazırlandığını belirtti, “Bu metinde Türkiye’de herkes kendisini bulabilir. Din, vicdan özgürlüğünden bahsediyoruz. Devletin tarafsızlığından bahsediyoruz. Devletin çoğulculuğunu teminat altına alan laiklikten bahsediyoruz. Bunlar metinde var. Alevi, Kürt bunların hepsi kendini bu metinde bulabilir. Bize nazaran çekinilen bir lisan yok. Tam karşıtı çok güçlü, net özgürlükçü demokrasi vurgusu var. Bu metinde çıkıp da hiç kimse bu metinde ben yokum diyemez” sözlerini kullandı.
CUMHURBAŞKANINI KİM SEÇECEK?
İktidar temsilcileri açıklanan metinde cumhurbaşkanının nasıl seçileceğinin yer almamasını eleştirdi. Yeneroğlu çalışma kapsamında, Cumhurbaşkanının kim tarafından seçildiği değil yetkilerine odaklandıklarını söyledi.
Babacan da “Eğer metinde şunu değiştireceğiz, bunu değiştireceğiz biçiminde bir saptama yoksa, o vakit elbette mevcut durumun geçerli olduğu saptaması temeldir. Bu prensip olarak böyledir” dedi.
‘DEVA OLARAK HDP İLE DİYALOGA AÇIK BİR TAVRIMIZ VAR’
Babacan’a HDP ile bağ ve HDP’nin “Cumhurbaşkanı adayını müzakere etmek istiyoruz” istikametindeki tavır evrakı de soruldu.
DEVA Partisi olarak HDP ile diyaloga açık bir tavır içinde olduklarını söyleyen Babacan, şöyle devam etti:
“Bazı somut hususlarda şayet daha ileri kademede ayrıntılı görüşmeler için bize talep gelirse, gelecek talebin niteliğine nazaran bakarız duruma. HDP’yi kurumsal kişilik olarak kıymetlendiriyoruz. HDP birtakım sol partilerle birlikte, üçüncü ittifak kuruyor. Bizim parlamenter sisteminin ileri kademelerinde anayasa oylaması günü geldiğinde ya da cumhurbaşkanı adayı yahut adayları ortaya çıktığında HDP ile konuşulması gereken bahisler olur mu, olmaz mı? Bilemiyoruz. Bugünden bir şey söylemek açıkçası güç fakat biz diyalogun siyasette çok temel bir mevzu olduğunu düşünüyoruz. Birtakım partiler farklı yapabilirler, onların kendi tercihi.”
‘HDP YOK SAYILMIYOR’
Ayrı bir ittifak çalışması yürüten HDP’nin 6’lı masanın konusu olmadığını fakat bunun hiç isminin geçmediği manasına gelmediğini söyleyen Babacan, “Yok sayılmıyor, o denli bir parti var. Varlığını da bilmek gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘KÜRT PROBLEMİNİN TAHLİLİNDE TUTUMUMUZ NET: SİYASİ DİYALOG, DİPLOMASİ, ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜ’
Babacan, DEVA Partisi’nin “Kürt sorunu”nun aşılması için tekliflerinin sorulması üzerine de bu hususun parti programlarında açık yer bulduğunu belirterek özetle şu karşılığı verdi:
“Parti programında Kürt meselesini öncelikle kabul ediyoruz. Bu türlü bir sorun vardır diyoruz ve bu sorunun tahlilini de öncelikli olarak temel insan hakları yani insanın insan olduğu için sahip olduğu temel haklar ve özgürlükler neyse motamot tanımlanmasından geçtiğini söylüyoruz. Terör örgütüyle gayret edilecekse o da farklı bir alan. Bu ikisini birbirinden ayırmamız gerekiyor. Kök sebeplerine, varlık sebeplerine inmek gerekiyor. Siyasi diyalogu çalıştırmak gerekiyor ülkeler ortası. Diplomasiyi çalıştırmak gerekiyor ve çatışma tahlili denen de bir alan var biliyorsunuz. Bu dünyada daha çok kullanılan, başarısız ve başarılı pek çok örneği olan bir alan. Oralara bakmak gerekiyor.”
‘IMF UZMANLARINDAN DAHA GÜZELİNİ YAPARIZ’
Ali Babacan ekonomik problemlerin tahlilinde IMF üzere dış finans kaynaklarından kaynak sağlama konusunda yaklaşımının sorulması üzerine, “Program ve yapılacaklar konusunda biz kendimize güveniyoruz. IMF uzmanlarından daha güzeli yaparız. Şeffaf bir biçimde yürüttüğümüz sürece piyasanın izleme işlevi vardır. IMF’den daha âlâ olur. Kâfi ki siz açık şeffaf olun. Kaynak sıkıntısına gelince dünya tarihinde şu andaki paradan daha bol bir para yok. Siz itimat oluşturun, Türkiye’nin risk durumu düşsün, IMF’nin kaynaklarından piyasalardan kaynak bulunur. Şu anda iki tarafta da biz gereksinim görmüyoruz” karşılığı verdi.
‘VATANDAŞLARIN HEM KALBİNİ HEM DE AKLINI KAZANMAMIZ GEREKECEK’
Anketlerde ekonomik zorluklara rağmen AK Parti’de çok büyük oy düşüşü yaşanmaması, muhalefet partilerinde de manalı bir yükseliş görülmemesini de kıymetlendirdi.
Babacan, “Mevcudun yanlışlarını söylemek yetmeyecek. Yerine ne konulacağını anlatmamız gerekecek. Vatandaşlarımızın hem kalbini hem aklını kazanmamız gerekecek. 20 yıllık iktidardan bahsediyoruz. His bağı da oluştu. Her şey iktisat değil. İnsanların paha verdiği kimi hususları parayla ölçemezsiniz. AK Parti seçmenini düzgün anlamadan alternatif muvaffakiyet ortaya konmasının kolay olmadığını düşünüyorum. Dehşetler, tasalar neyse ortadan kalkması için ne gerekiyorsa yapmak gerekiyor. Kimi kazanımlar var. Onlarla ilgili sorun olmayacağını bilmeleri kendilerini inançta hissetmeleri gerekiyor” dedi.
